Hukuk Tarih

Dreyfus Davası ve Emile Zola: J’accuse

Dreyfus davası haksızlığına başkaldırmak için Emile Zola tarafından kaleme alınan “J’accuse” makalesine gelin birlikte bakalım!

13 Ocak 1898’de Emile Zola, Dreyfus davasına dikkat çekmek için dönemin Cumhurbaşkanı’na hitaben “J’accuse” (tr. Suçluyorum) adlı bir makale kaleme aldı. Zola, Yüzbaşı Alfred Dreyfus’un haksız bir sebeple hapsedilmesine tepki olarak yazdığı bu yazıyı yayımlatmak için kendi özgürlüğünü hiçe saydı. Fransa tarihine Dreyfus Davası olarak geçen bu olaya gelin birlikte göz atalım.

Tek bir tutkum var, o da yeterince acı çekmiş ve mutluluğu hak eden insanlık adına ışıktır.

Emile Zola
Zola’nın L’aurore gazetesinde yayımlanan “Suçluyorum” makalesi, 13 Ocak 1898

Emile Zola’nın uğruna yargılanmayı göze aldığı olay: “Dreyfus Davası”

Alfred Dreyfus

1859’da doğan Yüzbaşı Alfred Dreyfus, Yahudi kökenli bir Fransız subayıdır.

1894 yılında Dreyfus, çöpte bulunan ve askeri planlara ilişkin bilgiler içeren notların kendisine ait olduğu iddiasıyla Alman casusluğu ile suçlanarak tutuklandı. Ardından Yüzbaşı Dreyfus’un rütbeleri onur kırıcı bir şekilde söküldü ve kılıcı kırıldı.

Dreyfus ve kılıcının kırılma anı.

Söz konusu notlardaki el yazısının Dreyfus’a değil Easterhazy adlı bir Fransız binbaşıya ait olduğu, gizli servis tarafından tespit edilmesine rağmen mahkeme, kararından dönmedi. Nihayet bu olay tarihe Dreyfus Davası şeklinde geçti.

Suçluyorum!

Bu haksızlığa dikkat çekmek amacıyla Emile Zola, dönemin Cumhurbaşkanı Félix Faure’a hitaben “Suçluyorum” (fr. J’accuse) başlıklı bir makale kaleme aldı. Zola, makaleyi tüm sansürlere rağmen bir şekilde L’aurore gazetesinde yayımlatmayı başardı.

“Suçluyorum”

Makalenin yayımlanmasının ardından Zola aleyhinde orduya hakaretten dava açıldı. Bu dava, Zola’nın mahkumiyetiyle sonuçlandı. Ancak Zola amacına ulaşmış ve meseleye dikkat çekmişti. Zola’nın bu cesur başkaldırısı Dreyfus olayındaki haksızlığın yıllar sonra giderilmesinde rol oynadı.

Emile Zola

Dreyfus’un Özgürlüğüne Kavuşması

Yıllar sonra soruşturmaları yürüten Yarbay Picquait, dosyadaki birtakım belgelerin sahte olduğunu açıkladı. Bunun üzerine Binbaşı Easterhazy, suçunu itiraf etti ve gönderildiği hapishanede intihar etti.

Dreyfus, Şeytan Adası’ndaki hücresinde, 1898

Şiddetli bir katiyetle tekrar ediyorum: Hakikat ilerliyor ve hiçbir şey onu durduramayacak.

Emile Zola

Ardından Yahudi Yüzbaşı Dreyfus, 12 yıldır tutuklu bulunduğu Şeytan Adası’ndaki hücresinden Fransa’ya getirildi. Nihayet 1906’da beraat etti. Dreyfus’un tam on iki yıl önce sökülen nişanları aynı yerde yapılan törenle yeniden takıldı. Ayrıca kendisine “Onur Nişanı” takdim edildi.

Görevine iade edilişinin ardından Dreyfus, Birinci Dünya Savaşı’nda Fransız ordusuna hizmet etti. Emekliye ayrılmasının ardından ise 1935 yılında Paris’te hayata gözlerini yumdu.

Böylesine tutkuyla istediğimiz bu hakikati, bu adaleti, daha da unutulmuş ve karanlığa gömülmüş, böyle tokatlanmış görmek ne büyük keder!

Emile Zola

Zola’nın J’accuse’ünü Türkçe okumak isterseniz Vacilando Kitap’tan çıkan Suçluyorum çevirim satışta!

Ayrıca, konuya ilişkin daha detaylı okuma için aşağıdaki kaynaklardan yararlanabilirsiniz:

1. Sami Selçuk, Dreyfus Davası: Dünyaca Unutulamayan Yargılama Yanılgısı, İmge Kitabevi.

2. Robert Harris, Subay ve Casus, Kırmızı Kedi Kitabevi.

Son olarak Youtube’da hazırladığımız Dreyfus Davası içeriğimize de göz atmayın unutmayın!

Yazar Hakkında

Beyza Özdemir

Yorum yap

Paylaş
Bağlantıyı kopyala