Marie-Claire Chevalier, 2022 yılının Temmuz ayı başlarında sessiz sedasız hayata veda etti. Belki de ilk defa duyduğumuz bu isim, aslında Fransa’daki kadın haklarının makus talihini değiştirecek önemli bir isimdir. Hukuk tarihine “Bobigny Davası” olarak geçen bu olaya gelin detaylıca göz atalım.
Marie-Claire Chevalier ve Bobigny Davası
Marie-Claire, henüz 16 yaşında tecavüze uğrar ve hamile kalır. Bu yükü taşıyamaz ve devrin yasaları suç olarak tanımlıyor olmasına rağmen kürtaj yolu ile bebeği aldırır.
Tecavüzcüsü bunu öğrenir ve genç kıza yaptıkları yetmez, bir de kendisini kürtaj suçu dolayısıyla polise ihbar eder. Marie-Claire, Fransa’daki kadın haklarının kaderini değiştireceğinden habersiz 12 Ekim 1972 yılında hakim karşısına çıkar. Peki hakkındaki suçlamanın hukuki dayanağı ne idi?
Fransa’da Kürtaj Suçu
Fransa’da kürtaja yönlendirme ve doğum kontrol propagandası yapmak 1920 yılından kalma bir yasa ile suç olarak kabul edilmekteydi. Ayrıca Fransa’da kürtaj suçu, 3 aydan 6 yıla kadar hapis cezası yaptırımına bağlanmaktaydı.
II. Dünya Savaşı yıllarında kurulan Vichy Rejimi altında ise kürtaj suçunun yaptırımı daha da ağırlaştırılacak, 1942 yılında çıkarılan bir yasa ile idam yaptırımına bağlanacaktı.
Gerçekten de bu ceza uygulamaya konmuş, 1943 yılında Marie-Louise Giraud isimli bir kadın kürtaj suçu dolayısıyla giyotine gönderilmiştir.
Bobigny Davası
1972 yılındaki bu davada uğradığı tecavüz sonucu hamile kalan Marie-Claire (16) yasadışı kürtaj yaptırmaktan, doktoru kürtajı gerçekleştirmekten, kızın annesi ve kürtaj için para yardımı aldığı üç arkadaşı ise “yardım ve yataklık” etmekten yargılanmaktaydı. Yargılamada sanık avukatlığını Gisèle Halimi üstlenecektir.
Kendisini geçtiğimiz yıllarda kaybettiğimiz ve o dönemin parlak kadın aktivisti olan Avukat Gisèle Halimi, 1972’de Fransa yargılama tarihine geçecek Bobigny Davası sonucunda suçlamaların ilk celseden düşürülmesini sağlar. Kız salıverilir, sanıklar hakkında hükmedilen cezalar ise mahkeme heyetinin “1920 yılına ait yasanın uygulama niteliğini yitirdiğinden” bahisle asla infaz edilmez.
Halimi duruşma sonrasında davalıların değil, kürtajı yasaklayan yasanın yargılandığını ifade edecek; kızın annesi ise “suçlu olan biz değiliz, sizin yasalarınız” şeklinde beyanda bulunacaktır. En nihayetinde yargı önünde kürtaj fiili aklanır.
1975 Veil Yasası ve Kürtaj Hakkı
Yargıdaki zafer, feminist devrim ile meclise taşınacak ve 1975’te Veil Yasası ile kürtaj, çerçevesi çizilerek yasal hale getirilecektir.
Maître Halimi, 16 yaşında hakim karşısına çıkan Marie-Claire ile birlikte aslında tüm Fransa kadınlarının bedenleri üzerinde yegane hak sahibi olmalarını sağlamıştır. Böylelikle geçtiğimiz ay hayatını kaybeden Marie-Claire kadın haklarının sembol isimlerinden birisi haline gelmiştir. Gelin Marie-Claire’i de Gisèle Halimi ve Simone Veil ile birlikte aklımıza kazıyalım.
Fransa’da Kürtaj Hakkı ve Tarihsel Gelişimi
Kürtaj hakkı ile ilgili daha detaylı okuma yapmak isterseniz “343 Kaltağın Manifestosu” başlıklı yazımıza göz atabilirsiniz.