“Rien ne se crée, tout se transforme ”
“Hiçbir şey yaratılmaz, her şey dönüşür.”
Bu yazımızda Fransız-Belçika çizgi roman ekolünün tarihine doğru ufak bir yolculuğa çıkıyoruz. Edebi bir tür olarak kabul edilen çizgi romanın ardında Fransız-Belçika ekolünün (Fransızca: Bande Dessinée Franco-Belge) etkisi yadsınamaz ölçüde büyüktür. Bir çoğumuzun severek takip ettiği Asteriks ve Oburiks (Astérix et Obélix), Şirinler (Les Schtroumpfs) ve Red Kit (Lucky Luke) bu ekol eserlerinin başında geliyor. Çizgi roman bir edebiyat türü olmanın çok daha ötesindedir. Hatta başlı başına bir insanlık ve kültür tarihidir dersek abartmış olmayız.
Frankofon mu Fransız-Belçika mı?
Dünyada farklı çizgi roman ekolleri mevcuttur ve her biri farklı adlandırmalara sahiptir. Amerika’da “Comics”, İtalya’da “Fumetti”, Japonya’da “Manga” olarak karşımıza çıkarken Fransızca ’da “Bande Dessinée” olarak kendine yer buluyor. Ancak isimlendirme konusunda henüz bir uzlaşma sağlandığı söylenemez. Fransız çizgi roman mı, Frankofon çizgi roman mı yoksa Fransız-Belçika çizgi romanı mı denmeli tartışmalar sürüyor. Bu adlandırma karmaşasına açıklık kazandırmak için yazımızın devamında Fransız-Belçika çizgi romanı demeyi uygun görüyoruz.
Çünkü her ne kadar aynı dili paylaşıyor olsalar da Frankofon milletlerin tarihsel ve kültürel bir perspektiften baktığımızda ayrıştığını görüyoruz. Çizgi romanın görsel ve yazılı kodları bir arada kullanan kendine özgü bir tür olduğunu ve bu kod sistemleri üzerinde belli bir grup insanın uzlaştığını göz önünde bulundurmamız gerekiyor.
Çizgi roman dil, kültür, tarih, antropoloji ve felsefeyle kısacası insana ait olan her alan ile köklü bir bağlılık kurar. Bu yazının odak noktasını oluşturan Fransız-Belçika çizgi roman ekolü hem dil hem de kültürel olarak ortak bir kökene sahip olması hem de illüstrasyon-grafik ve yazı stili ölçeğinde beraber ele alınabilmesinden dolayı birlikte anılıyor. Tabi uluslararası arenada hala büyük bir yankıyla kendine yer bulan bu tür için böylesi sınırları epey şeffaf bir şekilde çizmemiz gerektiğini de söylemeden geçemeyiz.
Fransız-Belçika çizgi romanı nasıl bir ekoldür?
En kısa tanımıyla çizgi roman, metin ve imgenin bir arada kullanılmasıyla oluşturulan bir anlatı izlencesidir. Tek bir hikâye anlatabileceği gibi uzun soluklu seriler halinde de yayınlanabilir. Her ekol kendine özgü özellikler taşımaktadır.
- Fransız-Belçika ekolünde karşımıza çıkan ilk ayrım karakterlerin karikatürize edilmesidir. Özellikle en bilinen karakterlerden Spirou, Tintin ve Lucky Luke gerçekçi bir görünümden uzak abartılı ve keskin çizgileriyle karikatürize edilmiş karakterlerdir.
- Çizgi roman paneller aracılığıyla sekanslara bölünerek bir izlence oluşturur.
- İzlence boyunca çizimler ve yansıma sözcük kullanımıyla hareket algısı yaratılır ve bu sebeple durağan değil dinamik bir yapıya sahiptir.
- Metinler konuşma balonları içinde verilirken çizimler entelektüel bir derinlikten çıkar. Özellikle fabl karakterlere rastlamak mümkündür.
- Fransız-Belçika ekolünün en belirgin özelliği ise Ligne-claire çizim tekniğini kullanmasıdır. Işık-gölge, renk ve karakterlerin ana hat çizimleri yalın bir formda oluşturulur. Özellikle Belçikalı çizer Hergé bu tekniğin en önemli ismidir.
Çizgi romanın tarihsel art alanı nedir?
Paleolitik çağ ve imge
Çizgi romanın tarihsel serüvenini tarih öncesi çağlara M.Ö 35.000 yılına kadar uzandırmak mümkündür. Çünkü çizgi roman bir imgeler dünyası yaratır. İmge ise insanlık tarihi için üzerinde durulması gereken önemli bir kavramdır. Dünya ile kurduğumuz temasın yeniden sunumudur. Homo semioticus* yani anlamlandıran insan, içinde yaşadığı dünyayı imgeler yoluyla kavrayacaktır. Bu sebeple tarih öncesi çağlardan bugüne uzanan Paleolitik sanatı hem imgenin hem de dolaylı olarak çizgi romanın en ilkel atası olarak görebiliriz.
Yaklaşık M.Ö. 3500 yıllarında yazı tarih sahnesine çıkmış olsa da antik medeniyetler imgeyi kullanmayı bırakmadılar. Mağara duvarlarından fresklere, fresklerden mozaiklere hatta seramik sanatına doğru evrilmiştir. Farklı tekniklerin ardından insanın anlatma arzusu ile gelişmeye devam etmiştir. Zamanla imgeler sadece yaşadığımız çevreyi tasvir etmekten çıkıp tanrıların hayatını, mitolojik hikayeleri ve imparatorlukların zafer ve yenilgilerini anlatmaya başlamıştır. İmge artık bilgiyi aktarmada bir araç olarak kullanılmıştır. Düşünce ve rasyonel gerçeklik arasında bir kanal olmaya başlamıştır.
Orta çağ ve imge
Orta çağa geldiğimizde karşımıza çıkan el yazmaları ise yapısı gereği günümüz çizgi romanına benzeyen ilk örneklerdir. Kilisede dini eserlerin kopyalanıp çoğaltılması için keşiler görevlidir. Hem imgeler hem de metinlerle bezeli beşik baskı (fr. Incunable) eserler verirler.
14-15. yy. da ise Avrupa da gravür sanatı görünür olmaya başlamıştır. Özellikle metal ve ahşap zemin üzerine kazılarak yapılan çukur baskı (taille-douce) ıslak baskı (l’eau forte) ve taş baskılar (lithographie) imgenin kullanımı ve yayılmasında önemli bir etken olmuştur.
Kuşkusuz matbaanın icadı ile illüstrasyonlar her yerdedir. Baskı ve gravür sanatının etkisi, batı sanat tarihi üzerinde önemli bir yere sahip olacaktır.
18. yüzyıl imgenin altın çağı
Ancak Fransa’da gravür sanatının altın çağı 18. yüzyıl olmuştur. Altında yatan sebepler ise oldukça çeşitlidir. Bir yanda herkesin okur yazar olmamasından dolayı resimli anlatıların kitlelere hitap edebilmesi yatarken diğer yandan da Molière ve La Fontaine’in edebiyat eserlerinin illüstrasyonlu baskılarının popülerliği vardır.Gravür baskının maliyet olarak uygun ve üretimin nispeten kolay olması da bu sebepler arasındadır. Ayrıca zamanla gravürler teknik ve bilimsel illüstrasyonlar için de kullanılmaya başlar.
19. yüzyıl çizgi romanın ortaya çıkışı
Özellikle 19. yy. ’da gazetelerin alt kısımlarında yayınlanan bu resimli anlatılar herkes tarafından anlaşılabilen ve istek uyandıran bir tür olarak popülerleşir.Sanayi devrimiyle kalabalıklaşan ve çeşitlenen Paris’te büyük ilgiyle karşılanır.Hatta bugünkü adıyla Bande-Dessinée (resmedilmiş şerit) ismi basılma şeklinden dolayı tam da buradan gelmektedir.
19. yy ‘da İsviçreli çizgi roman yazarı Rodolphe Töpffer 1833 -Histoire de M. Jabot, 1837- Histoire de Mr. Crépin ve 1839 yılında yayınladığı Les amours de M. Vieux Bois ile çizgi romanın tarih sahnesine sunar.
20. yüzyıl ve günümüz
İlerleyen yıllarda yirminci yüzyılda Belçikalı yazar Hergé’nin kaleminden Tintin ve Maceraları, Fransız François Robert Velter’den Spirou, Belçikalı çizer Pierre Culliford’dan şirinler (Les schtroumpfs) ve René Goscinny ve Albert Uderzo beraberliğinde ortaya çıkan Astérix veObélix sevenleriyle buluşur.
Günümüzde ise teknoloji ile “webcomics” adı altında dijital bir gelenek ortaya çıkmıştır. Artık daha çeşitli bir şekilde yoluna devam etmektedir. Çağımızın bir diğer popüler akımı ise ünlü edebiyat eserlerinin illüstrasyonlarla yeniden sunulmasıdır.
Albert Camus’ nün ilk adam eserini Jacques Ferrandez’in çizimleriyle bambaşka bir şekilde okuma deneyiminize ekleyebilirsiniz. Ayrıca bugün, 7 Kasım Albert Camus’nün 109. doğum günü. Bu vesileyle, Camus’yü ardında bıraktığı boşluklar ve yarım kalmışlıklarla en önemlisi onu anlamanın ardındaki heyecanımızla anıyoruz.
Sonuç olarak gördüğümüz üzere çizgi roman ardında tarih öncesi çağlara kadar dayanan köklü bir geçmiş barındırmaktadır. Belçikalı çizgi romancı Moris’in dokuzuncu sanat olarak belirttiği çizgi roman, gelişimine devam etmektedir.
Ek olarak
Çizgi roman meraklıları için iki harika müze tavsiyemiz var.
- Belçika’ya yolunuz düşerse Brüksel’de bulunan Musée de la Bande Dessinée’yi
- Fransa’ya yolunuz düşerse Angoulême Musée de la Bande Dessinée’yi ziyaret edebilirsiniz.
İmge üzerine fazladan okuma yapmak isteyenler için ise;
- Galatasaray Üniversitesi’nden Prof. Dr. Halime Yücel’in İmgeden Yoruma
- Hacettepe Üniversitesi’nden Prof. Dr. Kubilay Aktulum’un İmgelem Çözümlemesine Giriş kitaplarına göz atabilirsiniz.
Kaynakça
https://www.mlmb.be/histoire-de-manuscrit/
https://gallica.bnf.fr/html/und/images/lestampe-du-xve-au-xxe-siecle?mode=desktop
https://www.histoire-pour-tous.fr/dossiers/5016-histoire-de-la-bande-dessinee.html
Bozhüyük, B. (2022). ““Fransız-Belçika” Çizgi Roman Üslubunun, Tarihsel Açıdan Gelişimi ve Görsel Yapısının İncelenmesi”, Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü Dergisi, Sayı 49, Denizli, ss. 43-57.
L’INVENTION DE LA BANDE DESSINÉE Dossier pédagogique réalisé par Fanny Kerrien et Jean Auquier
D’Oria Domenico, Conenna Mirella. Sémiologie d’une traduction : Astérix en italien. In: Équivalences, 10e année-n°1-2, 1979, pp. 19-38;