Özel Dosya: Nice Saldırısı Yargılamaları

Paris’in tarihi adalet sarayında ikinci perde bugün Nice terör saldırısı yargılamaları ile aralandı.

Bugün Palais de Justice’te 14 Temmuz 2016 tarihinde Fransa’nın Nice şehrinde gerçekleşen saldırıların dava süreci başladı. Adliye Sarayı’ndan bizzat aktaracağımız gözlemlerin öncesinde, o tarihte neler olduğunu bir hatırlayalım.

Fransa’nın Nice kentinde, milli bayram olarak adlandırılan Bastille gününde yapılan kutlamalar esnasında, 19 tonluk bir tırın kalabalığın üzerine sürmesi 15’i çocuk 86 kişinin hayatını kaybetmesine neden olmuştu. Aradan geçen 6 sene sonrasında, düzenlenen saldırıya destek olma suçundan 1’i kadın 7’si erkek toplam 8 kişi bugün itibariyle hakim karşısına çıkacak.

Saldırıların ana suçlusu Tunus uyruklu Muhammed Lahouaiej-Bouhlel, olay yerinde polis tarafından vurularak öldürülmüştü. 13 Kasım 2015 davasından sonra, tarihin en kanlı terör saldırılarından biri olarak nitelendiren olayın sorumluluğunu ise IŞİD üstlenmişti. Baş sanıklardan, Mohammed Ghraieb ve Chokri Chafroud’nın IŞİD terör örgütüne üye olmak suçundan 20 yıl hapis cezasına çarptırılma riskiyle karşı karşıya. Ramzi Kevin Arefa’nın adına, örgütte yer alıp silah tedarikine yardımcı olmak sebebiyle müebbet isteniliyor. Kalan 5 sanığın ise, olayla bağlantılı olarak saldırgana çeşitli destek verdiği düşünülüyor. 

Bilgilerin ardından, yanıtsız kalan sorular çoğalırken davanın ilk günü Palais de Justice’teyiz. 13 Kasım 2015 için özel olarak hazırlanan mahkeme salonu bu defa ikinci kez tarihi bir davaya ev sahipliği yapıyor. Sabahın ilk saatlerinde Adliye Sarayı’nın önüne gelen haberciler, çevreye kamp sandalyelerini kurarak 13:30 olarak belirlenen başlangıç saatini beklemeye başladı. Aynı zamanda, polis ordusuyla donatılan bölgeye, belirli güvenlik kısıtlamaları da getirildi.

Alana girmemizin ardından, çevremizi bir anda saldırılarıda hayatını kaybedenlerin yakınları sardı. Birçoğu çıktıkları adalet arayışı içerisinde, gözyaşlarının hala dinmediğini, yaralarının dünkü kadar taze olduğunu belirtti. Öyle ki, tam önümüzde bir baba, kollarında son nefesini veren eşi için oradaydı. Avukatına o sahnenin gözünün önünden gitmediğini defalarca tekrarladı ve ondan adaletin yerini bulmasını istedi. 

Yarım saatlik gecikmenin ardından dava, Paris Özel Ağır Ceza Mahkemesi başkanı Laurent Raviot’nun yerini almasıyla başladı. Avukatların tamamının belirlenen alana oturmasıyla, sanıkların isimleri birer birer okundu. Öncelikle, Tunus’ta tutuklanması nedeniyle davada bizzat yer alamayan Brahim Tritrou ile bilgiler verildi. Laurent Raviot, ilk sanığın duruşmada fiziksel olarak bulunması talebini yineleyerek, gerekli merciilerle görüştüğünü ancak henüz bir sonuca varamadığını belirtti. Akabinde, polisler tarafından kilit isim olarak nitelendirilen Ramzi Kevin Arefa, Chokri Chafroud ve Mohammed Ghraieb alana getirildi. Polis kuvvetleri tarafından korunan kapalı bir bölgede sorulara ayrı ayrı yanıt veren sanıkların, solgun ve donuk ifadeleri kayda geçti. Geriye kalan isimlerden Endri Elezi, Makzim Celaj, Enkeledka Zace ve Artan Henaj, avukatlarıyla birlikte mikrofona yaklaşarak öngörülen dava sürecinde taraflarına yönlendirilen sorulara açık olduklarını dile getirdi. 

Laurent Raviot’nun avukatlara söz vermesiyle, Ağustos ayı itibariyle kayda geçen 865 davacının tanıtımına geçildi. Avukatlar bu süreçte savunacakları davacıların listelerini sundu. Ardı arkası kesilmeyen listenin sonuna gelinmesi tam 4 saat sürdü. Bugün, tarafların belirtilmesiyle geçen duruşma, yarın sabahın ilk ışıklarında tekrar ele alınmak üzere kapatıldı. Paris Özel Ağır Ceza Mahkemesi başkanının açıklamalarına göre, saat 14’te başlayan davanın dört ay devam etmesi planlanıyor. Belirlenen tarihe göre, 16 Aralık 2022’de nihai karar açıklanacak. Bu süre içerisindeki beş hafta ise sadece, tanıklık yapmak isteyen 240 davacıya ayrıldı. 

Kaydedilen rakamlar ele alındığında, 119 davacı ve 133 avukatla tarihi davanın ilk günü son buldu. Beklenin aksine katılım sayısındaki azlığın, davanın eş zamanlı olarak saldırının gerçekleştiği Nice şehrindeki Akropolis Kongre Merkezi’nden canlı takip edilmesinden kaynaklı olduğu düşünülüyor. Aynı zamanda davanın Paris’te görülmesi, davacıların bazıları ve kurban yakınlarının Nice’te ikamet etmesi sebebiyle duruşmada yer alamadığını doğruluyor.