Kültür Sanat Yaşam

Büyüleyici ve Keşfedilmemiş Montmartre Sokakları!

Paris denilince akla gelen ilk yerlerden olan Montmartre sokaklarını keşfettirecek bir içerikle karşınızdayız.

Paris her sokağıyla büyülü bir geziye çıkarır bizleri. Fakat bazı bölgeleri vardır ki Paris’e ayak bastığınızda uğramadan geçemezsiniz. Elbette o bölgelerin başında da Montmartre yer alır. Dilerseniz şimdi Montmartre’ı birlikte adımlayalım!

Café des 2 moulins

Fransız filmi denince akla gelen ilk yapıtlardan olan Amélie’nin çekildiği yer, Café des 2 moulins. Bu tarihi kafe meşhur Kırmızı Değirmen’e (Moulin Rouge) birkaç adım mesafede bulunur. Yalnızca turistlerin değil, aynı zamanda Fransızların da çok ilgisini çeken bu yer kendinizi film sahnesinde hissetmenizi sağlar.

Yeterince moda giremediniz mi? O halde adımlamaya devam edelim.

Le Mur des Je t’aime

Abbesses metro durağında inip karşınıza çıkan bahçeden içeriye girin. Bu esnada tam 300 farklı dilde “seni seviyorum” yazan meşhur duvara rastlayacaksınız. Romantik “Le Mur des Je t’aime”, özellikle çiftlerin fotoğraf çekimine oldukça uygundur.

Her bir adımınızda etrafa göz atmayı unutmayın. Aksi taktirde 1980’lerden kalan orijinal 2 metro durağından birisi olan Abbesses’in şahane girişini kaçırabilirsiniz. Fransa’da metro çıkışları olmak üzere adım attığınız her yer sizi büyüleyici bir atmosfere sürükler.

Station Abbesses, Paris 18e, Montmartre

Villa Léandre

“Paris’te bahçeli ev var mıymış?” diyorsanız çıkmaz sokak diyerek önünden geçtiğiniz Villa Léandre’a yönünüzü dönün. Pek çok Parizyen’in dahi bilmediği İngiliz esintili nefis bir sokaktır burası.

Villa Léandre

1926’da inşa edilen Villa Léandre, Paris’teki en ünlü maki kalıntıları üzerinde doğan ayrıcalıklı küçük sokaklardan biridir. Küçük Anglo-Norman veya Art Nouveau tarzı evleri, parke taşları ve özgünlükte yarışan küçük bahçeleri ile küçük çıkmaz bizi Paris’ten zamanın ötesine taşıyor.

Clos Montmartre

Bahçeye şaşırdıysanız, o halde şimdi sıkı durun: Montmartre, aynı zamanda dev üzüm bağlarına sahiptir! Üzüm bağları geleneksel bir gezgin geçitidir. Bölgede bağcılığın ilk kez kanıtlandığı 944’ten beri Montmartre’de üzüm yetişmiştir. Başka bir deyişle, Romalılar içeceği bölgeye bin yıldan fazla bir süre önce tanıtmıştır.

Montmartre Şarapları

Montmartre, aynı zamanda yüzyıllardır ayakta kalmış ve bugün hâlâ faaliyetini sürdüren yel değirmenleri ile meşhurdur. Yel değirmeni diyince aklınızda oluşan Moulin Rouge gibi birçok yeldeğirmeni görsel şölen oluşturur.

Yel değirmenleri, Montmartre

Fransız “Diva” Dalida

Yaşamının büyük kısmını Montmartre sokaklarında geçiren Fransız “Diva” Dalida da unutulmayacaktır elbette!

Profesyonel olarak Dalida olarak bilinen Iolanda Cristina Gigliotti, Mısır’da İtalyan bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Fransız-İtalyan bir şarkıcıdır. Dokuz dilde şarkı söylemiş ve uluslararası alanda milyonlarca plak satmıştır.

Montmartre’da bulunan Dalida Büstü

Le Château D’eau De Montmartre

Tepeye doğru adımlamaya devam ederken, yapımı 1927 yılında tamamlanan su kulesine rastlayacaksınız.

Bir zamanlar Butte’ün kenarlarında birçok kaynak doğal olarak akarken, bunlar yavaş yavaş kurumuş ve 1835’te rue Norvins’de ilk su kulesinin inşasını gerektirmiştir. 1927’de terk edilmiş (şimdi Commanderie du Clos Montmartre’nin karargahına ev sahipliği yapıyor), yerini aynı yıl inşa edilen rue du Mont-Cenis’teki mevcut su kulesi almıştır.


Gezintimize bir iyi bilgiyle devam edelim!

Fransızcadaki “bistrot” kelimesi de Montmartre sokalarında doğar. Napolyon savaşlarının sonlarında Paris’e çıkarma yapan Ruslar restoran ve barlara girerek “bistrot, bistrot!” (çabuk) diyerek hızlıca servis edilmek istemişler ve bu mekanlar ortaya çıkmıştır.

Bistrot

Saint-Pierre de Montmartre

Tahmin edilenin aksine Montmartre’ın “doğal” en yüksek noktası Sacre Coeur değil, hemen bitişiğindeki Saint Pierre Kilisesi’dir. Saint-Pierre de Montmartre, Paris’te ayakta kalan en eski kiliselerden biridir, Saint-Germain-des-Pres Manastırı’ndan sonra ikinci sıradadır, ancak Montmartre’deki iki ana kiliseden daha az bilinir, diğeri daha ünlü olan “Sacré-Cœur” bazilikasıdır. 1133 yılında yapımına başlanan Saint-Pierre de Montmartre, Fransız Devrimi’nde yıkılan prestijli Montmartre Manastırı’nın kilisesidir.

Saint Pierre Kilisesi

Marcel Aymé’nin “le passe muraille” romanından esinlenerek Montmartre sokaklarında icra edilen gerçekle kurgu arası bir sanat eseri bizleri karşılıyor.

Son olarak, Montmartre sokaklarında geçen filmleri keşfedebileceğiniz bir içerik bırakıyoruz. Bakalım hangi filmlerde bu büyülü sokaklara rastlayacaksınız! Keyifli seyirler.

Yazar Hakkında

Aydan Bayar

Yorum yap

Paylaş
Bağlantıyı kopyala