“Moda Haftası” denilince akla defileler, moda evleri, stilistler, modeller ve sokak stilinin tekdüzeliği geliyor. Paris Moda Haftası klişelerden sıyrılıyor ve dürüst olmak gerekirse, Moda Haftası’nın gerçekte neye karşılık geldiğinin sınırlarını yeniden çiziyor. Paris Moda Haftası’nda program tıklım tıklım dolu!
Hazır giyim, haute couture, akreditasyonlar, cruise defileleri… Uzun zamandır beklenen bu moda haftasının temel özelliklerine nokta nokta değinerek anlamanıza yardımcı olacağız.
Moda Haftası nedir?
Tasarımcıların ve moda evlerinin yeni hazır giyim ve haute couture koleksiyonlarını geçit törenleri aracılığıyla sundukları haftadır. Kış koleksiyonları Şubat-Mart, yaz koleksiyonları Eylül-Ekim aylarında sunulmaktadır.
Dört ana şehir, her zaman aynı sırayla 4 ardışık hafta boyunca Moda Haftası’na ev sahipliği yapıyor: New York açılışı yaptıktan sonra Londra Moda Haftası, Milano Moda Haftası ve son olarak Paris Moda Haftası geliyor.
Ancak, kruvaziyer geçit törenleri bu iki moda haftası arasında, Mayıs ayında gerçekleşiyor. Bu moda buluşması, podyumlarını dünyanın dört bir yanına ihraç etmekten çekinmeyen tasarımcıları daha özgür yapıyor.
Son yıllarda, moda evleri gitgide resmi Moda Haftası takviminden uzaklaşma eğiliminde. Kendi hızlarında ilerleyen ve moda haftası dışında da sunumlarını organize eden Jacquemus, Gucci ve hatta Saint Laurent için durum böyle.
Haute couture ve hazır giyim defileleri arasındaki fark nedir?
Hazır giyim defileleri ve haute couture defilelerini görüyoruz. Paris’in “haute couture” moda şovları sunan tek şehir olduğunu söyleyebiliriz. Ancak Valentino’nun 2022/2023 Sonbahar-Kış koleksiyonu için Roma’da düzenlediği bir gösteriyle kanıtladığı gibi, bu durum yine moda evlerinin arzularına göre gelişebilir.
Adından da anlaşılacağı gibi hazır giyim, birkaç detay dışında hemen pazarlanabilir giyimlerdir. Hal böyle olunca da 6 ay sonra Moda Haftası’nın hazır giyim defilelerinden parçaların çoğunu mağazalarda buluyoruz.
Ancak birçok içerik üreticisi “Şimdi görün, şimdi satın alın” konseptini takip ediyor. Podyumda sunulan koleksiyonlar, giderek daha büyük müşteriler çekmek için hemen pazarlanıyor.
Tersine, Haute Couture her zaman pazarlanamayabiliyor. İlk olarak belirtmek gerekir ki bu parçalar çok daha özel bir müşteri kitlesini hedef alıyor. Bahsedilen sayı, dünya çapında birkaç yüz müşteriden ibaret. İkinci olarak ise, bu sergiler modacılar için bir vitrin ve oyun alanı olarak hizmet vermektedir.
Moda Haftası normalde Chanel, Dior ve Louis Vuitton gibi büyük lüks evlere ayrılır. Ancak küçük, daha az tanınan tasarımcıların da sunumlarını büyüklerin yanında organize etme isteklerini sıklıkla görürüz. Bu markalar da Moda Haftası’nın büyülü havasından bu şekliyle yararlanırlar.
Geçit töreni yapan koleksiyonlar nasıl alınır?
Moda Haftası aynı zamanda bir defiledir demiştik. Bu nedenle, birçok tasarımcı ilhamlarını ve arzularını özgür bırakıyor. Bu doğrultuda, podyum için oldukça coşkulu parçalar üretiyor. Dolayısıyla defilelerdeki parçaların çoğu, mümkün olduğunca çok müşteriyi memnun etmek için mağazaya girmeden önce düzenleniyor.
Öte yandan, bir haute couture moda şovuna hayran kaldıysanız, hayal kurmamakta fayda var. Yukarıda söz ettiğimiz gibi, sadece birkaç yüz müşteri bu imkana erişebiliyor.
Dilerseniz birkaç koleksiyonu beraber inceleyelim!
Louis Vuitton Koleksiyonu
Örneğin, The Wamdue Project’in 90’ların klasik kulüp hitlerinden olan “King of my Castle” şarkısından bahsedebiliriz. Louis Vuitton ’23 İlkbahar-Yaz şovu Nicolas Ghesquière’in koleksiyonunun anlatmak için hayli hayli yeterli olduğunu söyleyebiliriz.
Ghesquière 168 yıl önce kurulan LVMH (Louis-Vuitton Moët Hennessy) ile gelecek yıl da sözleşmesini yenileyecek. Gerçekten de LVMH sektörün en önemli moda evlerin arasında bulunmaktadır. Sözleşmeyi kapmış olmanın güveniyle, Paris Moda Haftası’nın en çok konuşulan defilelerinden birisini sergiledi. Sınırları zorlayacak seçenekler ve yeni mash-uplar Paris Moda Haftası’na damga vurdu.
Bu sezon, Fransız sanatçı Philippe Parreno ve Hollywood yapım tasarımcısı James Chinlund tarafından ortak tasarlanan ve özel olarak sipariş edilen kırmızı çiçek ve uzay gemisi melezi, defilenin setini süsleyen ana sergi parçası olarak izleyicilerin dikkatini çekti. Karnavalvari aydınlatmalar, kırmızı kadife perdeler ve lunapark aynaları ile Nicolas’ın imzası olan tarihi mash-up’larının ve evin ayırt edici özelliklerini ortaya koyan bir koleksiyon için dramatik bir ortam yaratıyordu.
Miu Miu Koleksiyonu
Miuccia Prada’yı bir modacıdan çok bir moda filozofu olarak tanımlamak daha doğru olacaktır. Çoğu zaman, tasarım süreci kumaşla oynamaktan veya vizyonunu yansıtmak için bir vision-board oluşturmaktan çok, kıyafetlerin kültürel bir ruh halini nasıl yansıtabileceğine dair düşünme eylemiyle ilgilidir. Miu Miu tasarımları Miuccia’nın sanat, haber hatta moda hakkında düşüncelerinden ve araştırmalarından ilham alır. Bu yaz, Dünya’nın nereye gittiği hakkında çok düşünmüş olmalılar. Ayrıca hepimiz gibi kötücül finansal tahminlerini anlamlandırmaya çalışıyor olmalı ki koleksiyon malzeme kullanımının kısıtlılığı ve kullanışlılık üzerinde bir hayli kafa yorularak hazırlanmış.
Miuccia Prada SS23 Miu Miu gösterisine eşlik eden gösteri notlarında:
“Günümüz, moda yapmak için kolay bir zaman değil. Bu koleksiyon için modanın amacını, nedenini ve günümüz toplumunda ve kültürde kullanışlılığını keşfetmek istedim.”
ifadeleri yer alıyordu.
Valentino Koleksiyonu
2021-2022 Paris Moda Haftası’nda tamamen pembe bir koleksiyondan sonra bu sene tüm gözler Valentino’nun üzerindeydi. Pierpaolo Piccioli’nin en son Valentino şovu için Carreau du Temple’a gelirken koleksiyona ilhamı veren motto gayet basitti: Minimalizm.
Bu sezonki “Unboxing” başlıklı kreatif koleksiyon, Piccioli’nin iki mottosundan yola çıkarak hazırlanmıştır:
“Yokluk değil, azaltma” ve “Bilinçli bir sentez olarak saflık, aşan şeyin kasıtlı olarak çıkarılması” Yaklaşım, anlatı odaklı dünyamızda gerçekten takdire şayan, şaşaalı podyumlar ve büyük şovlar yerine lüks minimalist silüetlere çevrili bir podyum seçilmesi de bu yaklaşımın defilenin tüm detaylarına işlediğinin kanıtıydı aslında. Hem dış giyim hem de ayraçlarda görülen V logo baskıları atletler, uzun kollular ve bodyler için tercih edilen “nude” renkler koleksiyonun odak noktasıydı. Farklı cilt tonlarını yansıtmak için bir dizi tonda tasarlanan nötr takım elbiseler, uyumlu şeffaf tişörtler ve usta terzilik detaylarıyla koleksiyon yorumcular tarafından büyük ilgi gördü.
Genel olarak koleksiyonun tümü çok şık, parıltılı ve lüks gözükürken sadelikten de ödün vermiyordu!
Vivienne Westwood Koleksiyonu
Doja Cat, Halsey ve Evan Mock gibi dikkat çeken konuklara göz atmak için kalabalıklar La Gaîté Lyrique’e akın etti. Aynı zamanda defileye katılan K-pop yıldızları sebebiyle, idollerini bir anlığına görebilme umuduyla K-pop hayranları Paris Moda Haftası’nda, Vivienne Westwood defilesinin girişinde yağmurun altında saatlerce bekledi.
Bu çılgın enerji, Katherine Rundell’in Super-Infinite – The Transformations of John Donne kitabından ilham alan Andreas Kronthaler’in son koleksiyonu ‘Sous le ciel de Paris’ için çok uygundu. Gösteri notlarında koleksiyonun vizyonu hakkında, “John Donne, her giyindiğimizde dünyadan bir şey istediğimizi anladı.” “Bütün giysiler konuşur: beni arzula ya da beni görmezden gel ya da bu şapkayı giymeseydim sözlerimi daha büyük bir ciddiyetle dinlerdin” yazıyordu.
Dairesel bir podyumda gerçek Vivienne Westwood tarzını ortaya çıkaran kıyafetler kendine baktırtıyordu – simli tozlukların üzerine katmanlı örgü logo külotları, sadece; her iki yanında zemin boyu fırfırlı kuyruklar; açık duran mini bolerolar ve Andreas’ın etkileyici ölü kumaş koleksiyonundan yaratılan mini etekler – hepsi, modellerin merdivenleri çıkmak için cebelleştiği çok yüksek şık kabartmalı platform topuklu ayakkabılarla eşleştirildi.
Paris Moda Haftası’ndaki defiledeki tek eksik kişi, ekonomik kriz, konut krizini ve gelir eşitsizliğini protesto etmek için 1 Ekim’de Ulusal Grev Günü için Londra’da kalan Vivienne’in kendisiydi.
Coperni / Bella Hadid
Paris’teki Coperni SS23 defilesinde büyük bir sürprize hazırlıklı olmamız gerektiği konusunda ipuçları verildi. Gerçekten de nefes kesici bir finale hep birlikte şahitlik ettik. İnternet kullanıcılarının büyük bir hayranlıkla izleyip paylaştığı büyük finali kimsenin tahmin edememişti.
Coperni’nin gösterisi Bella Hadid’in yalnızca iç çamaşırıyla ortaya çıkmasıyla başladı. Bir grup bilim insanı akabinde Hadid’in üstünde elbiseye dönüşecek son teknoloji bir sıvı püskürttü. Hadid daha sonra konuklara spreyli elbiseyi hareket halinde göstermek için podyumda son bir yürüyüş yaptı.
Coperni, 2019 yılında Arnaud Vaillant ve Sébastien Meyer tarafından kurulmuştur. Marka zamanla bilimsel inovasyon ile modanın sınırlarını zorlamakla eş anlamlı hale geldi. Vaillant, bu yılın başlarında verdiği röportajda herkesi kendisine hayran bırakmıştı:
Serbest üflemeyle yapılan cam çantalar, antibakteriyel giysiler, XR (Extended Reality) ile çekilmiş kampanya filmleri ile başlayan inovasyon listesi uzayıp gidiyor.
“Marka, adını Rönesans dönemi astronomu Copernicus’tan alıyor. Bu nedenle bilim, ilerleme, yenilik ve teknolojiden ilham alıyor.” diyerek markanın bilim ve modayı birleştirme amaçlarının kuruluşundan itibaren belli olduğunu gösteriyor.
Paris Moda Haftası’nın bitimiyle Spring Summer 2023 sezonu koleksiyonlarının tamamı gösterime girdi. Gözler artık Fall Winter 2023 sezonunda!
Kaynakça:
https://www.cosmopolitan.fr/,la-fashion-week-pour-les-nuls,2178,1863626.asp
https://www.elle.com/uk/fashion/a41473001/bella-hadid-coperni-ss23-spray-dress/
https://i-d.vice.com/en/article/4axqxq/the-best-of-paris-fashion-week-ss23
https://tfr.news/news/2022/3/16/paris-fashion-week-2022-review
Yazarlar:
Aydan Bayar & Kerem Şeker