Gündem

Fransız Medyaları Kimlerin Elinde?

Fransız medyalarının kimlere ait olduğunu, Fransa’nın tarihinde medya tekelleşmesine ve basın özgürlüğüne göz atalım.

Fransız medyaları ve kimlere ait olduklarını gösteren harita, her sene olduğu gibi Le Monde Diplomatique gazetesi ve Acrimed tarafından Aralık ayında yayınlandı. Gelin birlikte Fransa’da medya kuruluşlarının tekelleşmesine ve tarihte basın özgürlüğüne göz atalım.

Fransa’da Basın Özgürlüğü

Öncelikle Fransa’da basın özgürlüğü,

  • 26 Ağustos 1789 tarihli İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi’nin 11. Maddesi;
  • 10 Aralık 1948 tarihli İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 19. Maddesi;
  • 4 Kasım 1950 tarihli Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. Maddesi.
  • 29 Temmuz 1881 tarihli Kanun ile ifade özgürlüğünün genel olarak tanınmasının ötesinde özel olarak tanınmıştır.

İnsan ve Yurttaş Hakları Beyannamesi’nin 11. Maddesi “her yurttaşın özgürce konuşabileceğini, yazabileceğini ve basabileceğini, ancak bu özgürlüğün kötüye kullanılmasından dolayı Kanunla belirlenen durumlarda sorumlu tutulabileceğini” belirtmektedir.

29 Temmuz 1881Basın Özgürlüğü Yasası Fransız basınının özgürlüklerini ve sorumluluklarını tanımlamaktadır. Yasa, tüm yayınların yanı sıra kamuya açık ilan verme, işportacılık ve sokak satıcılığına da yasal bir çerçeve getirmektedir. Birinci maddede “basım ve yayımın serbest olduğu” belirtilmektedir.

Fransız Medyası (2024) Grafiği

Le Monde diplomatique & Acrimed. Aralık 2023 https://www.monde-diplomatique.fr/2023/12/A/66429

Grafikte görüldüğü üzere Fransa’da medya kuruluşlarının önemli bir kısmı farklı sektörlerde kendi servetleri olan milyarderlere ait. Örnek olarak,

  • Le Figaro gazetesinin sahibi Dassault ailesi ve grubu uçak ve silahlanma sektöründe yer almıştır.
  • Arnault’ya ait olan Les Echos, 2015’ten bu yana lüks endüstrisinde LVMH’nin bir yan kuruluşu olan Groupe Les Echos-Le Parisien’e aittir.

Monde diplomatique ise 2016’dan bu yana “Canal Plus, Europe 1, Le journal du dimanche gibi kanalların aşırı sağcı milyarder Vincent Bolloré tarafından ele geçirilmesinin kamuoyunda farkındalığı arttırdığını” iletiyor.

Medya Yoğunlaşması ve Basının Tekelleşmesi

Bununla birlikte, Fransa’da medyanın siyasi gücü elinde tutanlarla veya hissedarlara fazlasıyla yakın olduğu endişesi gittikçe artmakta. Senato araştırma komisyonuna göre, medyanın yoğunlaşması hem bilginin güvenilirliğine hem de basında ekonomik dengelere zarar veriyor.

Ancak Fransa’da medya endüstrisinin tekelleşmesi yeni bir hadise değil. Milyarder iş adamı Vincent Bolloré’nin 1980’lerin “basın patronu” Robert Hersant’la sıkça karşılaştırıldığını duyabilirsiniz. Peki Robert Hersant neden Fransa’nın basın tarihinde önemli bir kişiliktir?

Öncelikle Robert Hersant, basın grubu Hersant’ın kurucusudur. Bu gruba “papivor” lakabı takılmıştır. Bunun sebebi ise grubun sonu gelmeyen gazete, dergi ve radyo istasyonu satın alımıdır.

Hersant’ın satın aldığı gazeteler arasında birkaç tanesini sayabiliriz:

  • Le Progrès,
  • La Voix Du Nord,
  • L’Est Républicain,
  • Le Dauphine Libéré,
  • Paris Normandie,
  • Midi Libre…

Bir diğer önemli faktör ise Robert Hersant’ın 1970’lerde sağa kaymasıdır. 1975’te Le Figaro’yu satın alarak liberal ve muhafazakar sağın destekçisi olmuştur. Medya sahiplerinin ve iktidarın yakınlığı endişeleri günümüzde olduğu gibi 1980’lerde tartışma konusu olmuştur.

1944 Basın Özgürlüğü Yönetmelikleri ve “Anti-Hersant” Yasası

Hersant’ın basın üzerindeki baskın kontrolünün üzerine 1984’te parlementoda sol çoğunluk, medya yoğunlaşmasını kısıtlayan bir yasa çıkarmak için çabalamıştır.

Bu yasa “anti-Hersant” yasası olarak bilinir. Bu yasa ile parlementoda sol, Hersant’ın sahip olduklarının bir bölümünü satmaya zorlamayı hedeflemiştir.

Aslında bu yasa, ifade özgürlüğünü ve basında çoğulculuğu garantiye almayı amaçlayan 1944 Basın Özgürlüğü Yönetmelikleri ile aynı çaba içindedir. 26 Ağustos 1944 tarihli yönetmelik, basın organlarının bir grubun elinde toplanmasını yasaklamaktadır.

Ancak 1984’te onaylanan bu yasa, Fransız Anayasa Konseyi tarafından büyük ölçüde geçersiz kılınmıştır. Böylelikle 1986’da sağ iktidara geri döndüğünde yasa yürürlükten kaldırılmıştır.

Fransa Basın Özgürlüğünde Dünyada 21. Sırada

Buna ek olarak, uluslararası sivil toplum kuruluşu Sınır Tanımayan Gazeteciler’in (RSF) 2023 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksine göre 180 ülke ve bölgenin arasında Fransa yirmi birinci sırada yer alıyor.

Endekse göre, gazetecilik mesleğinin icrası için gerekli koşullar 10 ülkeden 7’sinde zayıf, sadece 3’ünde tatmin edici.

İlk sıralarda Norveç, İrlanda ve Danimarka yer alıyor. Aşağıda görebileceğiniz üzere Fransa listede, Kosta Rika ve Güney Afrika’nın arasında duruyor.

(RSF) 2023 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi
(RSF) 2023 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi

Son yazımıza göz atmış mıydınız?

Yazar Hakkında

Aslı Tamay

Saint-Joseph Fransız Lisesi'nden mezun, üniversite hayatına Panthéon-Sorbonne’da başladı. Halen Paris’te felsefe lisansı öğrenciliğine devam etmektedir. Politik felsefe, gazetecilik, edebiyat ve kültür alanlarına ilgi duyuyor.

Yorum yap

Paylaş
Bağlantıyı kopyala