Misafir Odası Tarih

Napolyon Bonapart: Korsika Adası’nın Hikayesi

Napolyon Bonapart, doğduğu Korsika Adası’nın hikayesi ile oldukça bağlantılı bir tarihi karakterdir. Nasıl mı? Gelin birlikte bakalım.

Söz konusu Napoléon Bonaparte’ın (*) hayatı olduğunda, genellikle yeterince bahsedilmeyen, üstünkörü geçilen bir bölüm vardır. Bu bölüm, Napolyon’un doğduğu yer olan Korsika Adası ve bu adanın sıradışı tarihidir. Akdeniz’in batısında yer alan, bugün milyonlarca turistin tatil için akın ettiği bu küçük adanın Napolyon’un hayatına etkisi çok büyük olmuştur. Söylenebilir ki Korsika’yı anlamadan, Napolyon’un hayatındaki çelişkileri de anlamak zordur. Gelin birlikte Napolyon Bonapart ve Korsika Adası’nın hikayesi arasıdaki bağdan söz edelim.

(*Yazıda Napolyon Bonapart veya Napolyon şeklinde bahsedilmiştir.)

Korsika Adası’nın Hikayesi

Ada uzun müddet Ceneviz Cumhuriyeti’nin himayesi altındaki bir koloni iken 1729’tan itibaren Korsika halkı, Ceneviz yönetimine karşı isyan etmeye başlar. Cenevizlilerin isyanı bastırmak için adaya askeri müdahalede bulunması ve halk üzerinde sosyal, ekonomik alanda türlü baskılar yapması yalnızca isyanın şiddetini artırmaya yarar. Nihayet General Pascal Paoli’nin önderliğinde Korsikalılar, büyük mücadeleler sonucunda Ceneviz yönetimini adadan uzaklaştırmayı ve bağımsızlıklarını ilan etmeyi başarırlar. Bağımsızlığın kazanılmasının ardından bölgede bir düzine yeni reform yapılır. Ada,  “Korsika Cumhuriyeti” olarak on dört yıl boyunca özerk bir şekilde yönetilir.

Voltaire, Rousseau gibi Fransız entelektüelleri arasında Korsika, bu dönemde halkın gösterdiği mücadele ve irade nedeniyle bağımsızlığın, direnişin sembolü olarak görülmüştür.

Hatta Voltaire, Korsikalılara dair şunu yazmıştır:

Korsikalıların başlıca silahı cesaretleri idi. Bu cesaret o kadar büyüktü ki Golo adlı bir nehirdeki bir savaşta, gerekli bir geri çekilme yapmadan önce arkalarında zaman kazanmak için ölülerinden bir siper oluşturdular; yaralıları, siperi güçlendirmek amacıyla ölüler arasına karıştırılmıştı. Bu tür eylemleri sadece özgür halklar arasında görmek mümkündü.

Voltaire

1768’te Ceneviz Cumhuriyeti, savaşlar sonucu otoritesini tamamen kaybettiği adayı Fransa Kralığı’na satınca her şey değişir. Dönemin en büyük güçlerinden biri olan Fransa, Korsika’nın tapusunu üzerine alır almaz ordusuyla adaya hücum eder. Her ne kadar Korsikalılar direnişleriyle yine adlarından söz ettirseler de Fransızlar, Korsika’yı birkaç ay içinde tamamen işgal ederler.

İşte Napolyon’un büyüdüğü Korsika, yakın mazisinde bağımsızlık yılları olan ve o zamanlarını mumla arayan; Fransa Krallığı’nın esareti altında yaşayan, büyük olaylara sahne olmuş bir adaydı.

Bonapart Ailesi ve Korsika

Bonaparte ailesinin Ajaccio’daki evleri. (Napolyon Bonapart, 15 Ağustos 1769’da bu evde doğmuştur.)

Korsika’da köklü bir aile olan Bonapart’lar da geçmişte Korsika’nın bağımsızlığını savunarak direnişte aktif rol oynamışlardı. Bizzat Napolyon’un babası Carlo Bonapart, seneler boyunca direniş lideri Pasquale Paoli’nin baş asistanlığını yapmıştır. Ancak Korsika Fransa’nın himayesine girdikten sonra Carlo, Fransız Krallığı’na teslim olmuştur. Devamındaki yıllarda da krallığa hizmet etmiştir. Carlo’nun kraliyetle ilişkileri sayesinde Napolyon, Brienne’de askeri bir okulda burslu okuma şansına sahip olmuştur.

Her ne kadar Carlo Bonapart ailesini geçindirmek ve zor durumda kalmamak adına “Bağımsız Korsika“ idealine sırtını dönse de bu özgürlük hayali uzun yıllar boyunca Napolyon’un içinde yer etmişti. Gelecekte Fransa İmparatoru olacak Korsika milliyetçisi genç Napolyon, ihtilale kadarsa içten içe Fransa düşmanlığı beslemiştir.

1798’e kadar Napolyon kendisini her şeyden önce Korsika’nın bağımsızlık mücadelesinin bir parçası olarak görüyordu. Ve adayı gelecekte tekrar özgürlüğe kavuşturmayı hayal ediyordu. Bunun için elbetteki tek yol Fransa Krallığı’na karşı savaşmaktı.

Napolyon’un Ajaccio’daki heykelinin arkadan görünümü.

Evet, o Fransa’da en iyi askeri eğitimlerden birini alıyordu. Kendini sürekli Plutarkhos’un kahramanlarıyla (İskender- Caesar) besliyor ve kestirilmesi mümkün olmayan bir geleceğe hazırlanıyordu. Ama bunu yaptığı sırada aklında hep Korsika’sı vardı. Hatta hayatının bir döneminde adanın tarihini yazmaya yeltenip bu çalışmasını yarım bırakmıştı.

Lakin tarihin seyri, Napolyon’un hayatının seyrini de temelden değiştirecekti… Fransız Devrimi’nin ardından Napolyon, karşısına hem Avrupa’daki bütün monarşileri hem de gerçek vatanı Korsika’yı alacaktı!

Hiç kuşkusuz Korsika’nın geleceğine dair en şaşırtıcı tahmini şu sözleriyle Jean-Jacques Rousseau yapmıştır:

Bu küçük adanın bir gün Avrupa’yı şaşırtacağına dair bir önsezim var.

J. J. Rousseau

Başladığım bu yazı serisinde bugünün konusu Napolyon Bonapart ve Korsika Adası’nın Hikayesi idi. Bir sonraki yazıda, Fransız Devrimi’nin Napolyon üzerindeki etkisini ve vatanı Korsika’yla bağının tamamen kopmasına nasıl sebep olduğunu irdeleyeceğiz.

O zamana dek Fransız Devrimi’nin arkaplanı hakkında bilgi almak için devrimin ilham kaynakları yazımızı okuyabilirsiniz.

Yazar Hakkında

Ateş Yersu Gök

Yorum yap

Paylaş
Bağlantıyı kopyala