Kültür Sanat Tarih

İstanbul Paşası: Pierre Loti

Türkler tarafından kimi zaman dost kimi zaman düşman olarak anılan, İstanbul aşığı Fransız deniz subayı Pierre Loti’yi yakından tanıyalım.

Pierre Loti, İstanbulluların epey aşina olduğu isimlerin başında gelir. İstanbul, yalnızca Loti’nin merakını perçinleyen gizemlerle dolu bir dünya değildir. Eyüp’te önünden geçtiği kapalı cumbalar zamanla Loti’nin kendi kalbine açılmaya başlar. Bu sebeple İstanbul, aynı zamanda Pierre Loti’nin varoluşsal yolculuğuna tanık önemli bir mekandır. Kuşkusuz Loti’yi anmak istediğimizde, ülkemiz göz ardı edilemeyecek bir uğrak noktasıdır. O halde hem Fransız hem de içimizden biri olan Loti’ye daha yakın bir perspektiften bakalım!

2023 Pierre Loti Yılı

Pierre Loti’yi anlatmaya başlamadan önce hatırlatmakta yarar görüyoruz. 2023 yılı, ölümünün 100. yılı vesilesiyle Fransa’da Pierre Loti yılı olarak adlandırılmıştır. Biz de Türkler tarafından kimi zaman dost, kimi zaman düşman görülen bu tarihi figürü tanıtmak istedik.

2023 yılında Fransız Kültür Merkezi’nin inisiyatifi ile Pierre Loti’nin Türkiye genelinde anılması sağlandı. Öncelikle Fransız-Türk edebiyat tarihi uzmanı Alain Quella-Villeger tarafından Pierre Loti’yi anlatan bir konferans düzenlenmiştir. Haziran ayındaki bu konferansın başlığı “Türkiye Dostu: Pierre Loti” idi.

Ayrıca, Pierre Loti’nin İstanbul haritasını adım adım gezdiren bir de mobil uygulama hayata geçirilmiştir. “Pierre Loti’nin İzinde İstanbul” başlıklı uygulamayı Apple Store veya Google Play Store üzerinden indirebilirsiniz.

Devam edelim! Bu yazımıza ilk olarak Pierre Loti’nin hayatı ile başlayacak, daha sonra eserlerinden bazı kesitlerle onu anlamaya çalışacağız.

Pierre Loti’nin Hayatı

Pierre Loti nargile içerken

Pierre Loti takma adıyla tanıdığımız Julien Viaud, 14 Ocak 1850 yılında Rochefort’da dünyaya gelir. Loti denizci ve burjuva bir ailede Protestan olarak yetişir. Ailesinin izinden giderek deniz subayı olmaya karar verir. On yedi yaşına basar basmaz denizcilik okuluna başlar. Bu adım Loti’nin hayatının otuz yılını kapsayan bir serüvene dönüşür. Böylece, Karayipler’den Afrika’ya, Okyanusya’dan Uzak Doğu’ya ve sık sık uğradığı bir liman olan İstanbul’a kadar tüm dünyayı dolaşma fırsatı elde eder.

Pierre Loti’nin Denizcilik Kariyeri

Loti’nin çok yönlü karakterinin temelinde denizcilik kariyeri yatar. Hatta bir rivayete göre Loti takma adını da görev için gittiği Tahiti’de alır. Tahiti dilinde yaban bir çiçek olan “Loti” kendisine, kraliçe tarafından bizzat verilir. Unutmamak gerekir ki Pierre Loti’nin dünyaya olan derin merakı ve gözlem yeteneği, ona başarılı bir deniz subayı olmanın ötesinde birçok kimlik kazandırmıştır. Bugün Loti’yi deniz subayı, ressam ve yazar olarak anıyoruz.

Fransız Edebiyatı ve Pierre Loti

Pierre Loti yazar kimliğiyle de oldukça ön plana çıkar. Kendisi, “Oryantalizm” akımının başarılı bir temsilcisidir. Egzotik ülkelere yaptığı geziler ve şahsi deneyimleri yazılarının kaynağını oluşturur. 1888’de Goncourt ödülünü alırken üç yıl sonra Fransız Akademisi üyesi olur. Fransız Akademisi’ne seçildiği sırada karşısında ünlü yazar Emile Zola bulunmaktadır. Loti’nin adı sadece başarılarla değil sansasyonlarla da anılır. Döneme damga vuran Dreyfus Olayı‘nın bunda etkisi büyüktür. Dava sürecinde, Alfred Dreyfus’un haklılığına dair görüşünü belli eder. Ancak kişisel mektuplarında çelişkili bir takım notlar yer alır. Bu sebeple, bazı eleştirmenler onu antisemitik görüşlere sahip bulur. Diğerleri ise, eski yazılarına dayanarak Yahudi yanlısı olduğunu savunur. Pierre Loti çevresini kuşatan olaylar karşısında kişisel görüşünü gizlemez. Öyle ki, Vietnam Tonkin‘de bulunan Fransız askerlerine yönelik Le Figaro gazetesinde bir makale kaleme alır.

Fransız Onur Nişanı

Pierre Loti macera dolu ve arayış içinde bir yaşam sürmüştür. Aynı zamanda 1. Dünya Savaşı döneminde Fransız ordusuna da büyük hizmetler vermiştir. Bu nedenle Fransa’nın en yüksek dereceli nişanı Légion d’Honneur sahibi olmuştur.

“Fransız Onur Nişanı” genellikle Fransa’nın en prestijli ve tanınmış sivil ve askeri nişanlarından biri olan Légion d’honneur’ü ifade eder. Bu nişan, 1802 yılında Napolyon Bonapart tarafından kurulmuş, Fransa’nın en yüksek dereceli nişanıdır.

Nişanın verilmesi, alıcının kişisel erdemlerini, kamu hizmetindeki başarılarını veya Fransa’ya yaptıkları katkıları tanır. Pierre Loti’nin de bu nişana layık görülmesi Fransa tarihindeki önemi ve yerini ortaya koyar.

Fransız onur nişanı sahibi deniz subayı Pierre Loti, 10 Haziran 1923’te Hendaye’da aramızdan ayrılmıştır.

Pierre Loti: Dost mu Düşman mı?

Pierre Loti hayatı boyunca Türklerle yakın temas halinde olmuştur. Kuşkusuz Loti, Türklere karşı saf ve temiz bir sevgi barındırmaktadır. Hatta Türkiye’yi şu sözlerle tanımlar.

Türkiye gerçek eşitliğin şeref sözünün bulunduğu, sahtekarlık ve istismarın yaşamadığı memlekettir. Türkler altın kadar temiz ve hassastırlar. Günde beş defa camiye giden gece atalarının mezarları yanındaki ağaçların gölgesine oturup bizim sıkıntılı dünyamızdan uzak, ebediyeti hayal ederek sigaralarını tüttüren çiftçiler, kendi halinde esnaflardır.

Pierre Loti

Ancak bu samimiyetine rağmen Loti, kimi Türk aydının öfkesini de üzerine çekmiştir. Öncelikle Loti’ye göre, Batı artık sıkıntılı bir dünyadır. Pierre Loti iki yüzyıl arasında geçiş döneminde yaşamıştır. Dolayısıyla, batı medeniyetinde köklü dönüşümler söz konusudur.

Loti, sanayileşmenin ve sömürge düzeninin yol açtığı zulümlerin bizzat tanığı olmuştur. Batının ilerleme içindeyken yaşadığı çeşitli yozlaşmalar, Loti’nin kaygılarının kaynağıdır. Nitekim, hala saf ve temiz bulduğu Türk toplumunu söz konusu yozlaşmalardan uzak tutmak ister. Zaman zaman Batı karşıtı ve mevcut geleneği öven şark tutumunu yüceltmesi bundandır.

Atatürk’ün Pierre Loti’ye Mektubu

Her ne kadar farklı yorumlara açık olsa da Pierre Loti her fırsatta samimi duygularıyla Türkleri desteklemeye devam etmiştir. Öyle ki, Birinci Dünya Savaşı’nda kalbinin Türkiye ile olduğunu bizzat Atatürk’e yazdığı bir mektupla belirtmiştir. Mustafa Kemal Atatürk, yetim çocukların dokuduğu bir halıyla beraber cevap mektubunu Pierre Loti’ye iletmiştir.

Nazım Hikmet’in Pierre Loti Nefreti

Pierre Loti’ye öfke duyan bir isimden bahsedecek olursak o kişi muhakkak Nazım Hikmet olacaktır. Nazım Hikmet’e göre, Pierre Loti’nin yaratmış olduğu Doğu imgesi gerçeklikten uzak ve bütünlüksüzdür. Oryantalizm ile yıldızı parlayan Doğu, Batılıların üstüne biçtiği tevekkül, kader, kısmet gibi kavramlardan farklıdır. Aksine, Doğunun kendine özgü yozlaşmışlıklarına perde çeker. Bu sebeple Nazım Hikmet, Loti’yi şiddetle eleştirir. Hatta Pierre Loti için bir de şiir kaleme alır.

İste Frenk şairinin gördüğü şark! 
İşte dakikada 1.000.000 basılan
kitapların şark’ı! 
Lakin ne dün
ne bugün
ne yarın
böyle bir şark yoktu, 
olmayacak! 

Şark
üstünde çıplak esirlerin
aç geberdiği toprak! 
Şarklıdan başka herkesin
orta malı olan memleket! 
Açlığın kıtlıktan olduğu diyar! 
Ağzına kadar
buğdayla dolu ambar! 
Avrupa’nın ambarı! 

Asya! 
Amerikan dretnotlarının tel direklerine
senin Çinlilerin
uzun saçlarından
sari mumlar gibi asıyorlar kendilerini! 

Asyanın bağrı doldu! 
Şark
yutmayacak artık! 
Bıktık be bıktık! 
İçinizden biri
can verebilse bile
açlıktan ölen öküzümüze, 
burjuvaysa eğer
gözükmesin gözümüze! 
Hatta sen
sen Pier Loti! 
Sarı muşamba derilerimizden
birbirimize
geçen tifüsün biti
senden daha yakındır bize
Fransız zabiti! 
Fransız zabiti sen
o üzüm gözlü Azadeyi
bir orospudan
daha çabuk unuttun! 
Kalbimize diktiğin
Azadenin taşını
bir tahta hedef gibi topa tuttun! 
Bilmeyenler
bilsin: 
sen bir şarlatandan başka bir şey değilsin! 
Şarlatan! 
Çürük Fransız kumaşlarını
yüzde beş yüz ihtikarla şarka satan: 
Piyer Loti! 
Ne domuz bir burjuvaymışsın meğer! 
Maddeden ayrı ruha inansaydım eğer, 
Şarkın kurtulduğu gün
senin ruhunu
köprü başında çarmıha gerer
karsısında cigara içerdim! 
Ben elimi size verdim, 
size verdik bir elimizi
kucaklayın bizi
Avrupanin sankulotları! 
Surelim yan yana bindiğimiz al atları! 
Menzil yakın
bakın
kurtuluş günü artık sayılı.
Önümüzde şarkın kurtuluş yılı
bize kanlı mendilini sallıyor.
Al atlarımız emperyalizmin göbeğini nallıyor.

Nazım Hikmet

Dost mu düşman mı bilinmez, hayatımızda yer ettiği kesin olan tarihi bir figürü tanımış olduk. Bu İstanbul aşığı deniz subayı hakkında siz ne düşünüyorsunuz?

Kaynakça

https://www.atam.gov.tr/wp-content/uploads/Mehmet-ÖNDER-Atatürke-Mektuplar.pdf

http://archivis.ifea-istanbul.net/s/fr/page/loti-5

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/610397

https://www.ville-rochefort.fr/2023-annee-loti

France Culture

Yazar Hakkında

Elif Türkmen

Yorum yap

Paylaş
Bağlantıyı kopyala