Ukrayna savaşının etkilerini Cumhurbaşkanlığı seçim anketlerinde keskin bir düşüş olarak hisseden Eric Zemmour sarsıntılı bir hafta geçiriyor. Zemmour, yaklaşık yüzde 12 ila 13 arasında bir oy seyri beklerken, tabiri caizse birkaç gün içerisinde 3 ila 4 puan kaybederek dibi gördü ve aşırı sağcı rakibi Marine Le Pen tarafından bir hayli geride bırakıldı. Hatta Valérie Pécresse’in dahi gerisine düşmüş durumda.
Zemmour’un Putin hayranlığı kendi sonunu hazırladı desek yanlış olmaz. Uzun yıllardır “Fransız bir Putin” hayalleri kuran Zemmour, Rusya’nın Ukrayna’ya savaş açmayacağını sürekli dile getiriyor ve aynı zamanda tüm bu söylentilerin Amerika’nın servis ettiği propagandalar olduğunu savunuyordu. Bu nedenle şimdi Avrupa’da savaş baş gösterirken, Zemmour kendisini yanlış tarafta bulmuş oldu. Bu durum Zemmour’un vatanseverlik maskesini takınmasıyla da eleştirildi.
Zemmour, Le Pen, Mélenchon: Vladimir Putin’in Rusya’sı karşısında başkan adaylarının belirsizlikleri
Aday Zemmour, Vladimir Putin’in saldırısını keskin olmayan bir tavırla kınadı. Vladimir Putin’i “tek saldırgan” olarak nitelendirdi. Ancak hemen sonrasında “NATO’nun sorumluluklarını” da vurgulamaya başladı. Hatta Eric Zemmour, Rus Devlet Başkanının “NATO genişlemesinin sona ermesi” ve “Ukrayna için tarafsızlık statüsü” gibi bazı açıklamalarının da anlaşma niteliği taşıdığı düşüncesini benimsemiş durumda.
Putin, Eric Zemmour’a göre bir “demokrat”
Üstelik, kendisinin Ukrayna halkıyla dayanışma içinde olmadığını açıkça söyleyebiliriz. Zemmour Fransa’nın, kadın ve çocuklar da dahil olmak üzere, Rus bombardımanından kaçan Ukraynalı mültecileri kabul etmesini reddediyor. Aşırı sağcı aday, Ukraynalı mültecileri halihazırda birkaç yüz bin kişiye ev sahipliği yapan Polonya’da bırakmak istiyor. Gerekçesini ise şöyle ifade ediyor: “Onları ülkelerinden çok uzağa götürmemeliyiz.”
Derinlerde bir yerde, Zemmour, uzun süredir hayran olduğu Putin’den kopamıyor. Yıllarca onu “çok kültürlülüğe ve eşcinsel topluluğa karşı son kale”, hatta “Batı çöküşüne karşı muhalefetin” bir sembolü olarak gördü. Üstelik Pazartesi günü, Kiev bombardımanın şiddetlendiği esnada RTL’de [2] Vladimir Putin’i hâlâ “otoriter demokrat” olarak nitelendiriyordu.
Şüphesiz ki Zemmour konuyu değiştirmeyi tercih edecektir. Biz aylardır savurduğu o “harika ikame” fantezisine geri dönelim. Eric Zemmour, Ukrayna’daki çatışmanın demokratik tartışmayı baltaladığını düşünüyor. Fakat bunun tamamen aksini söylemek mümkün:
Avrupa’daki, neredeyse kapımızın önündeki bir savaş, yarın Elysee Sarayı’na ayak basabilir. Bu nedenle bu savaş, Fransa’nın özgürlük ve bağımsızlığını savunacak bir adayı diğerlerinden ayırt edebilmek adına en iyi başkanlık meselesidir.
Bunun aksini yapacak olan aday ise, tehditkâr bir yabancı güçle yüzleştiği zaman itaatkâr ve boyun eğen bir başkan olma riskini taşıyacaktır.
