Avrupa’nın Başkenti Lakabına Layık Strasbourg
Grand Est bölgesinin başkenti Strasbourg, hem pitoresk bir ortaçağ kasabasının geleneksel cazibesini hem de büyük bir Avrupa siyasi merkezinin ihtişamını yansıtır. Mimari, gastronomik ve kültürel etkilerini aldığı Alman sınırına çok yakın bir konumdadır. Kuşkusuz tarihi mahalleleri, modern bilim ve teknoloji müzesi gibi pek çok yapıt Strasbourg’un ihtişamını gözler önüne seriyor.
Gastronomik açıdan da zengin!
Kentin kaçırılmayacak bir diğer değeri de yemek ortamı, bilhassa mükemmel şarapları ve serinletici biraları… Şüphesiz “Avrupa’nın Başkenti” lakabını sonuna kadar hak ediyor.
Gezmeye gidiyorsak nereden başlayalım?
La Petite France
Quartier des Tanneurs olarak da bilinen Petite France, Strasbourg’un batısında yer alan tarihi bir bölgedir. Strasbourg’un kalbinde yer alan Petite France görülmesi gerekenler sırasında birinci sıradadır. Ayrıca UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndedir.
Orta Çağ’da Petite France, tabakçıların, balıkçıların ve değirmencilerin yaşadığı bir bölgeydi. Muhakkak ki olması gerektiği gibi yarı ahşap evleri, dar sokakları, tarihi köprüleri gibi muhteşem ortaçağ mimarisinin eserleri özenle korunmuştur. Birçok şirin küçük bistro, atıştırmalıklar ve içecekler sizlere iyi gelecektir.
Notre-Dame Katedrali
11. yüzyılın başında inşa edilen Notre-Dame Katedrali, 142 metre yüksekliğiyle dünyanın en yüksek kiliselerinden biridir. Ayrıca uzun tarihi boyunca, bu seçkin anıt birçok dönüşüm geçirdi. Orijinal Romanesk üslubuna Gotik mimari unsur eklemek bunlardan biri. 12. yüzyıldan kalma vitray pencereler, 17. yüzyıldan kalma astronomik saat katedral de bulunan pek çok harikadan biridir.
La Grande Île
Hepsinden önce Grande Île, tarihi anıtların ve parıldayan kanalların sıralandığı bir şehir. Dönem konutlarının birbirini takip ettiği Strasbourg’un kimliğinin gerçek bir özetidir. Velevi ki tarihi kilise yahut müzelerinden birini ziyaret etmek istediniz. Öyleyse yarım günde bile rahatlıkla gezebileceğinizi söyleyebilirim. La Grande Île UNESCO Dünya Mirası listesinde yer almaktadır. Bunun yanı sıra mükemmel bir ortaçağ şehri olarak kabul edilir. Yarı ahşap evler, konaklar, dini kutsal alanlar bu açık hava müzesinin senografisini oluşturuyor. İlk olarak gezinize Strasbourg’un merkezi olarak kabul edilen Place de l’Homme de Fer’den başlayın. Nehir kenarındaki patikaları ve köprüleri (kapalı köprüler, Saint-Martin köprüsü) kullanın. Pitoresk meydanlarda gezin (place Broglie, place Benjamin Zix, place du Marché- aux-cochons- de-lait), avlulara girin (Cour du Corbeau, Palais Rohan’ın ana avlusu) ve Petite France bölgesinin eşsiz mimarisine hayran kalın.
Orangerie Parkı
Orangerie Parkı, 18. yüzyılın sonunda Strasbourg’un kuzeydoğusunda kurulmuş 26 hektarlık halka açık bir parktır. Park, adını Château de Bouxwiller’den çalınan ve cumhuriyetçiler tarafından Fransız Devrimi sırasında Strasbourg Şehri’ne sunulan portakal ağaçlarından alıyor. Aşikar olarak park, sizi yürümeye davet eden muhteşem bir yer. Bir hayvanat bahçesi, bowling salonu, çocuk oyun alanları, petank ve spor sahalarına ilaveten yıldızlı bir restoran olan Le Buerehiesel bulunmaktadır. Şüphesiz gölde romantik bir gezintinin keyfini çıkarmayı hepimiz isteriz. Elbette kiralanabilir küçük tekneleri var!
Krutenau Mahallesi
Krutenau, Strasbourg’un en eski semtlerinden biridir. Tek kelimeyle tarih kokar sokakları. Şehrin güneydoğusunda yer alır. Güzel restore edilmiş yarı ahşap evlerle çevrili bu hareketli yer, çağdaş barlar ve restoranlar, moda butikleri ve sanat galerileriyle doludur. Ek olarak hava karardıktan sonra, rue des Bouchers’daki Stand Up’ta dans etmeye gitmeden önce birkaç kokteyl yudumlamak için Ze Trou, rue des Couples’a gidebilirsiniz.
Noel Pazarı
Resmi adı Christkindelsmärik olan noel pazarı, her yıl Kasım ayının sonundan Aralık ayının sonuna kadar Strazburg Katedrali’nin önünde misafirlerini ağırlıyor. Bu pazarın ambiyansı, özellikle geceleri sokaklar ve Noel süsleri aydınlandığında, tek kelimeyle büyülü. Tezgahların dönüşünde, şenlikli bir ortamda, çok sayıda yerel ürün keşfedecek ve zencefilli kurabiye ve sıcak şarap kokularına kapılacaksınız. Bu Noel pazarı Avrupa’nın en yoğun pazarlarından biri olduğundan, yakınlarda kalmak istiyorsanız hemen otel rezervasyonu yaptırmayı unutmayın.
Kehl
Velhasıl tüm bu muhteşem şeylerin yanı sıra Almanya sınırında bulunan Strasbourg, Alman Şehri Kehl ile komşu! Yalnızca bir tramvaya atlayarak gitmenizi de sağlayabildiğini biliyor muydunuz?
Strasbourg ile ilgili daha fazla bilgi için about-france.com/cities/strasbourg.htm sitesine de göz atabilirsiniz. Farz edelim ki gez gez bitmeyecek Strasbourg sokaklarını fethettiniz. Bu noktada sizlere muhteşem bir başka Fransa Şehri Avignon’u tavsiye edebilirim. Strasbourg’a benzer şekilde tarih kokulu sokakları, Fransız kültürüne dair pek çok izler barındırması hepimizi cezbedecek tarzda. Daha fazla bilgi için Fransa’nın Orta Çağ Şehri: Avignon yazımıza göz atabilirsiniz.
Yazar: Ali Jean Çorakçı, Strasbourg
Editör Notu
Misafir Odası kategorisinde yer verilen yazılar ve içerikler, tamamen yazı sonunda ismi belirtilen yazarların kişisel düşüncelerinden ibarettir. İlgili yazılar ve yazılarda yer alan düşünceler hukuken hiçbir şekilde Fransız Gastesi’ni bağlamaz, Gasteniz’in politik düşünceleri olarak addedilemez.
[…] ile ilgili yazımıza buradan […]