Kültür Sanat

Art Nouveau Sanat Akımı

Art Nouveau, 19. yüzyılın sonlarında ortaya çıkan ve Avrupa’da doruk noktasına ulaşan sanatsal ve dekoratif bir akımdır. Geleneksel sanat anlayışından kopan yenilikçi bir üslupla karakterize edilir. Kendimizi masalsı bir evrende hissettiren Art Nouveau akımının detayları yazımızda…

Art Nouveau akımın başlıca amacı, güzeli günlük yaşama entegre edebilmek ve sanatı hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline getirmektir. Bu sebeple bu akım, mimari, dekoratif sanatlar, mobilya, takı tasarımı, cam tasarımı ve seramik gibi çok çeşitli alanlarda kendine yer bulmuştur. İlham kaynağı doğa olan akımın belirleyici özellikleri arasında asimetrik ve kavisli çizgiler, bitki motifleri, parlak renkler organik formlarla şekillenen dövme demir ve materyaller bulunmaktadır. Art Nouveau birçok yönüyle doğaya dönüş ve mevcut klasik ve katı formlara karşı, sanatsal bir başkaldırı olarak görülebilir. Akımın gelişmesinde rol oynayan iki önemli ilham kaynağı vardır.

1. Art and Crafts Akımı

Klasik gelenek, Avrupa sanatını yüzyıllardır domine etmekteydi. Oysa sanat dünyası, yaratıcılığını ortaya koyacak yeni yollara ihtiyaç duyuyordu. Ancak, dönemin katalizörü olan Sanayi Devrimi, yaratıcılığı canlandırmak yerine seri üretim ile ortadan kaldırmıştı. Artık, kopya ve taklitlerinin çoğalması ile sanat ürünleri kalitesiz ve bayağı bir hale gelmişti. İngiliz sanatçı William Morris, el yapımı ve kaliteli ürünlerin değerinde ısrarcıydı. Bu sebeple Arts and Crafts sanat akımına öncülük etmiştir. Akımın amacı, insanların çevresini güzel ve kaliteli ürünlerle donatmaktı. Temel ilkeleri ise ilham kaynağı olarak gördükleri doğayla uyumlu malzemeleri kullanmak ve değerini vurgulamaktır. Dolayısıyla, Art Nouveau akımının önemli kaynaklarından biri, Sanayi Devrimi’ne başkaldırı olarak doğan Art and Crafts akımıdır diyebiliriz.

2. Fransa’da Yükselişe Geçen Japonizm

1854 yılında, ABD ile imzalanan Kanagava Antlaşması‘na kadar Japonya, dış dünyaya kapalı bir haldedir. On dokuzuncu yüzyılın sonlarına doğru gerçekleşen bu atılım ile Japon limanları dünyaya açılmaya başlamıştır. Böylece, birçok Japon eseri dış dünyaya ile buluşur. Başta Japon estampları olmak üzere bu eserler Avrupa’daki sanatçılar tarafından büyük bir cazibeyle karşılanır. Bunlar arasında en önemlisi Hokusai ‘nin eskizleridir. Japon sanatı asimetrik ve düzensiz bir yapıya sahiptir. Canlı renkleri ve doğa motifleriyle kendine has bir üslubu vardır. Böylece Art Nouveau için ihtiyaç duyulan ilham kaynağı Japon sanatının sadeliğinden gelmiştir.

Art Nouveau’nun Doğuşu

Eğer tek bir isimden bahsetmemiz gerekirse, Art Nouveau akımınına popüler şanına ulaştıran kişi sanat tüccarı Siegfried Bing‘dir. Genç yaşından itibaren sanatçıları etrafında toplayan meraklı bir sanat tutkunudur. Özellikle Japon sanatına karşı büyük bir hayranlığı vardır. Halihazırda, Parisli sanatçılar arasında japon estampları büyük bir hızla yayılmaktadır. Bing de tutkusu peşinde toplayabildiği kadar Japon eskizi toplamıştır. Nihayetinde, 1878’de Paris Fuar’ında Japonya’yı temsil etmiş ve dikkatleri üzerine çekmiştir. Bununla yetinmeyen Bing, Japonya’ya gitmeye karar verir. Bir yıl boyunca Japonya’da keşifte bulunur. Ayrılırken kendisiyle beraber birçok objeyi Paris’e getirir. Artık Bing hep hayalinde olan o yeni üslubu bulmuştur. Bu yenilikçi tarz, geçmişin otoritesinden uzak, Japon hayal dünyasıyla çevrili yeni bir sanat akımıdır.

Bu heyecanı çevresine yaymak için “Le Japon Artistique ” adında Fransızca, Almanca ve İngilizce olmak üzere bir dergi çıkarır. Bu girişim, sanatçılar üzerindeki Japon etkisini canlandırır. Daha fazla insanla temas halinde olmak isteyen Bing, yeni akımın elçisi olarak seyahatlere çıkar. İlk durağı olan Amerika’da Louis Comfort Tiffany ile tanışır. Brüksel seyahatinde ise Art Nouveau akımının dikkat çeken temsilcileri Victor Horta ve Henry van de Velde ile karşılaşır.

Bu tutku dolu serüvenin ardından Paris’e, aklında tasarımı bitmiş bir konsept ile döner. 26 Aralık 1895 yılında Maison l’Art Nouveau adlı galeri kapılarını açar. Böylece mimari ve dekorasyon alanında yankı uyandıran akım doğmuş olur.

Fransız ve Belçikalı Art Nouveau Temsilcileri

1.Victor Horta

Belçikalı bir mimar olan Victor Horta, Art Nouveau akımının mimari alanındaki öncülerindendir. Belçika’da bu akımın yayılması ve gelişmesinde önemli bir rol üstlenmiştir. Horta’nın tasarımları modern malzemelerin kullanımıyla özgünlüğünü ortaya koyar. Dövme demir, büyük camlar ve doğal taşlar, organik formlardan esinlenen dekoratif detayları ortaya çıkarır. Horta’nın eserleri UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınmıştır. Brüksel’de bulunan Horta Müzesi’nde, mimarın hayatı ve tasarımlarıyla ilgili detaylı bilgi edinmek mümkündür. Aşağıdaki örneklerde görüldüğü gibi Horta, dövme demir kullanımında ustadır. Merdiven korkulukları ve tavan tasarımları Art Nouveau akımının eşsiz örneklerindendir.

  • Hotel Tassel
  • Hotel Solvay
  • Hotel van Eetvelde 

2.Henry van de Velde

Belçikalı mimar Henry van de Velde, Art Nouveau akımının önemli temsilcilerindendir. Kraliyet Güzel Sanatlar Akademisi’nde resim okuyan Velde’nin ilgisi mimariye yönelir. Uccle’de bulunan Bloemenwerf, bu alanda yaptığı ilk eseri ve kendi evidir. Ayrıca, Siegfried Bing‘in Paris’te bulunan galerisi için özgün mobilyalar da tasarlamıştır.

  • Bloemenwerf

3.Paul Hankar

Belçikalı mimar Paul Hankar,Art Nouveau akımının en görkemli eserlerini verenler arasındadır. Victor Horta ile bu akımın Belçika’da gelişmesinde ve yayılmasında kilit rol oynamıştır.

  • Hankar Evi
  •  Chemiserie Niguet
  • Hôtel Ciamberlani

4.Gustave Serrurier-Bovy

Belçikalı Gustave Serruire-Bovy meslek hayatına mimar olarak başlamıştır. Art and Crafts akımının öncüsü William Morris’in yazılarından etkilenmiş ve Londra’ya taşınmıştır. İlgi alanı mimariden ziyade mobilya tasarımı üzerinedir. Böylece Art Nouveau akımın mobilya alanındaki ironik eserlerini ortaya koymuştur. Tüm eserleri detaylı ve dahiyane hesaplamaların sonucudur. Böylece zarif ve çizgisel kreasyonlar yaratmıştır.

5.Hector Guimard

Art Nouveau’nun en bilinen Fransız temsilcisi kuşkusuz Hector Guimard’tır. Biz onu daha çok tasarımını yapmış olduğu Paris metrosu girişleriyle tanıyoruz.

  • Hôtel Mezzara
  • Maison Coilliot
  • Paris Metro Girişi

6.René Lalique

1860 Yılında Fransa’da doğan Lalique hem kuyumcu hem de cam ustasıdır. Art Nouveau akımdan oldukça etkilenen Lalique, dikkat çekici takılar tasarlamıştır. Günümüzde hâlâ Lalique marka tasarımlar ile bu sektörde varlığına devam etmektedir. Art Nouveau akımı bitki motifleri ve faunayı oldukça konu edinmiştir. Lalique’de tasarımlarında doğal motiflere yer vermekle kalmayıp emaye cam ve doğal taş gibi değersiz kabul edilen malzemeleri de dahil etmiştir. Bu sebeple, Emile Gallé onu modern kuyumculuğun mucidi olarak tanımlar. Çok yönlü bir tasarımcı olan Lalique otomobiller için cam maskotlar da üretmiştir. Bunlardan en ikonik olanı Citroën otomobiller için tasarladığı «Cinq Chevaux» maskotudur.

Cinq Chevaux

7.Eugène Grasset

Aslen İsviçreli olan sanatçı, Art Nouveau akımının önde gelen ressamları arasındadır. Mimarlık alanında eğitim alsa da çok yönlü bir sanatçı olmuştur. Aslında biz onu hafızalarımıza yer etmiş bir görselle tanıyoruz. Larousse sözlüklerde güncel olarak kullanılan ikonik kadın figürü, Grasset‘in tasarladığı bir görseldir. Genel olarak Grasset sanatında, kadın ve çiçek motiflerini sıklıkla görmekteyiz.

8.Émile Gallé

1846 yılında Fransa Nancy’de doğan Emile Gallé, Art Nouveau akımına bağlı bir cam sanatçısıdır. Eğitimini botanik ve güzel sanatlar üzerine tamamlamıştır. Cam alanında çalışmalarına babasının fabrikasında çalışarak başlamıştır. Botanik ve estetik bilgisiyle harmanladığı cam işleri, ona özgün bir ruh kazandırmış ve olumlu eleştirilerin odağı haline getirmiştir. Günümüzde Nancy Müzesi’nde Gallé’nin eserlerini görmek mümkündür.

9.Georges de Feure

Paris’te dünyaya gelen Feure, aslen Hollandalı bir baba ve Belçikalı bir annenin çocuğudur. Amsterdam Kraliyet Güzel Sanatlar Akademisi’nde eğitim hayatına başlamış ancak devam etmemiştir. Onun yerine, Montmartre’da bohem hayatının içine dahil olmuştur. Birçok litografi ve poster üretimi yapan Feure, başta sembolist bir ressam olarak tanınır. Bu ün sayesinde, Paris Fuarı’da Art Nouveau Pavyonu Siegfried Bing tarafından ona emanet edilmiştir. Hayatına afişler tasarlayarak devam eden de Feure , le Chat Noir kabaresi için de tasarımlar yapmıştır. Böylece litografileri ve sahne tasarımlarıyla adı Art Nouveau akımı ile anılmaya başlamıştır.

Son olarak, Fransız kadın ressamları derlediğimiz yazımıza göz atmayı unutmayın!

Kaynakça

https://numelyo.bm-lyon.fr/f_view/BML:BML_00GOO01001THM0001grasset

https://whc.unesco.org/en/list/1005/

https://www.musee-lalique.com/en/discover/lalique-more-name/rene-lalique

https://www.galeriedesmodernes.art/fr/artists/georges-de-feure-symbolisme-art-nouveau-235

Yazar Hakkında

Elif Türkmen

Yorum yap

Paylaş
Bağlantıyı kopyala