Kültür Sanat

Kelimelerini Kağıtlara Resmeden Sıra Dışı Bir Yazar: Victor Hugo

Şiir ve roman türünde verdiği başarılı eserlerle tanıdığımız Fransız yazar Victor Hugo aynı zamanda başarılı da bir ressamdır. Tanıyalım!

Victor Hugo Kimdir?

Victor Hugo, 26 Şubat 1802 yılında Fransa’nın Besançon şehrinde dünyaya geldi. Romantizm akımına bağlı Fransız şair, aynı zamanda romancı ve oyun yazarıdır. Son olarak, kendisi aynı zamanda sıra dışı bir de ressamdır. İlerleyen kısımlarda Hugo’nun bu yönüne ve başlıca eserlerine detaylıca değineceğiz.

Victor Hugo, büyük ve ünlü Fransız yazarlardan birisi olarak kabul edilir. Hugo’nun Fransa’daki edebi ünü ilk olarak şiirlerinden sonra da romanlarından ve tiyatro oyunlarından gelir. Pek çok şiirinin içinde özellikle “Les Contemplations” ve “La Légende des siècles” büyük saygı görür. Fransa dışında ise Hugo, en çok “Sefiller” ve “Notre Dame’ın Kamburu” romanlarıyla tanınır. Her iki eser de hem sinemaya hem tiyatroya uyarlanarak sahnelenmiştir.

Edebiyata ilgi duyan okurlarımızı, “Fransız Edebiyatı Klasikleri” başlıklı yazımıza da göz atmaya davet ediyoruz. Devam edelim.

Hugo’nun çok sevdiği büyük kızı Léopoldine, evliliğinden kısa bir süre sonra henüz 19 yaşındayken ölmüştür. Léopoldine, 1843’te trajik bir şekilde Seine Nehri’nde boğularak can verir. Alabora olan bir gemi içerisinde ağır eteği tarafından dibe doğru çekilen Léopoldine ve onu kurtarmaya çalışan kocası Charles Vacquerie, bu kazada öldüler. O zaman metresi ile Fransa’nın güneyinde seyahat etmekte olan Hugo, kızının ölümünü kahvehanede oturduğu esnada bir gazeteden öğrendi. Kızının ölümü Hugo’yu oldukça harap etti.

Yaşadığı sarsıntı ve kederi yazdığı “À Villequier” şiirinde betimledi:

Hélas ! vers le passé tournant un oeil d’envie,

Sans que rien ici-bas puisse m’en consoler,

Je regarde toujours ce moment de ma vie

Où je l’ai vue ouvrir son aile et s’envoler!

Je verrai cet instant jusqu’à ce que je meure,

L’instant, pleurs superflus !

Où je criai : L’enfant que j’avais tout à l’heure,

Quoi donc ! je ne l’ai plus !

Sonraları da kızının yaşamı ve ölümüyle ilgili birçok şiir yazdı. Bir biyografi yazarına göre de bundan asla vazgeçmedi. En ünlü şiiri “Demain, dès l’aube” kızının mezarına yaptığı bir ziyareti anlatır.

Victor Hugo’nun Sürgün Hayatı

Victor Hugo, devrin hükümdarı Louis Napoléon Bonaparte (III. Napolyon) tarafından 1852 yılında yayımlanan bir kararname ile siyasi görüşleri sebebiyle sürgüne gönderilmiştir.

Kaderin cilvesi, Victor Hugo ölümsüz eseri Sefiller’i hayatından tam 19 yıl götüren bu sürgün esnasında kaleme alacaktır.

Victor Hugo’nun Siyasi Görüşü ve Ölümü

Gençliğinde şiddetli bir kral yanlısı olsa da, görüşü yıllar içinde değişti ve tutkulu bir cumhuriyet destekçisi oldu. Eserleri zamanının politik ve sosyal sorunlarına ve sanatsal akımlarına değinir. 22 Mayıs 1885’te hayatını kaybeden Hugo’nun cenazesi aynı yıl Panthéon’da gömüldü. Tarihi cenaze törenine Victor Hugo’ya veda etmek isteyen yaklaşık 2 milyon kişi katılmıştır.

Meşhur Fransız entelektüel, hakkında en çok eser yazılan ilk 100 kişi listesinde yer almaktadır.

Victor Hugo ve Resim Sanatı

Victor Hugo, 46 yaşından sonra, yazmayı bırakıp politikayla ilgilenmeye başladığı dönemde hobi olarak resme de başlamış ve yalnızca 3 yılda (1848–1851) 4.000’den fazla eser ortaya koymuştur.

Yalnızca kâğıt üzerine, küçük ölçekte ve sadece kahverengi veya siyah mürekkeplerle çalışan Victor Hugo; zaman zaman da kurumkömür tozu ve kahve ile çalışarak oldukça sıra dışı çizimler ortaya koymuştur.

Çizimlerini, “edebi yapıtlarını gölgeler” endişesiyle yaşamı süresince yalnızca aile fertleri ile paylaşan Victor Hugo, sanat eleştirmenlerine göre nitelikleri itibariyle “gerçeküstücülük” ve “soyut dışavurumculuk” kategorilerinde çizimler ortaya koymuştur.

Kendisiyle aynı çağda yaşayan Van Gogh ve Delacroix gibi ressamlar, “Hugo yazar yerine ressam olsaydı, yüzyılın önde gelen sanatçılarından olurdu.” şeklindeki ifadeleri ile onun sanattaki başarısını ortaya koymuşlardır.

Ancak her şeye rağmen Victor Hugo hayatı süresince kelimelerin gücüne inanmış ve bundan asla vazgeçmemiştir. Bu sayede, kaleme aldığı “Notre Dame’ın Kamburu” romanı ile yüzyıllardır ayakta duran ve vandalizm tehdidi ile karşı karşıya kalan katedrali yıkılmaktan kurtararak insanlığa armağan etmiştir.

Twitter bilgi selini yazıya dönüştürme isteğimizi kabul nezâketi için “Sanat Cadısı”na teşekkürlerimizi sunuyoruz. (Twitter: @sanattcadisi)

Yazar Hakkında

Fransız Gastesi

Yorum yap

Paylaş
Bağlantıyı kopyala