Marat'nın Ölümü ve Suikastçı Jironden Charlotte Corday

Jakoben lider Jean-Paul Marat’nın ölümü, Fransız Devrimi’nin önemli bir olayı olarak hafızalarda derin izler bırakmıştır. Bu kanlı olay, sadece bir cinayet değildir. Aynı zamanda dönemin siyasi ve toplumsal çalkantılarının bir yansıması olarak kabul görmektedir. Suikast, sadece gazetelerin manşetlerinde kalmamış, sonrasında ünlü ressamların ilham kaynağı olmuştur. Bu yazıda, Charlotte Corday adındaki Jironden tarafından gerçekleştiren ve devrim döneminin en çok dikkat çeken suikastına odaklanacağız.

Fransız Devrimi’nin Ardından Jakoben-Jironden Çekişmesi

Bu görselin Alt özniteliği boş. Dosya adı: girondins.jpeg — Girondins et Jacobins

Kuşkusuz ki Fransız İhtilali siyasi, toplumsal ve ekonomik açıdan büyük bir dönüşümün başlangıcıdır. Monarşi devrilerek yerini cumhuriyete bırakır. Aristokratik toplumun yeriniyse daha eşitlikçi bir rejim alır. Tüm bunlar ülke dinamiğini değiştirir ve toplumu derinden etkiler. Ancak devrimin ardındaki yıllar oldukça çalkantılı geçmiştir. Ulusal meclisin hâkimiyeti altında yeni bir siyasi düzen ortaya çıkmıştır. Bu dönemde, mecliste iki önemli siyasi yönelim vardır: Jakobenler ve Jirondenler.

Bir yanda, devrimin en radikal kanadını Jakobenler temsil eder. Paris’teki Jakoben Kulübü ile bağlantılı olan bu grup, halkın egemenliğini ve eşitliğini savunmaktadır. Montanyarlar olarak da bilinen Jakobenler, özellikle yoksul sınıfların siyasi güç kazanmasını desteklerler. Aralarında Robespierre, Danton, Marat gibi önemli devrimciler vardır.

Diğer yanda, Jirondenler ise daha ılımlı bir yaklaşım benimsemektedir. Eğitimli ve burjuva kökenli bir siyasi grup olarak bilinirler. Fransız Devrimi’nin daha kontrollü bir şekilde ilerlemesini ve mevcut aristokratik yapıyı bir ölçüde korumayı tercih ederler.

Nitekim, iki siyasi grup arasındaki fikir ayrılıkları, devrimin doğası ve ilerlemesi konusunda derin bir bölünmeye neden olur. Jakobenler, halkın radikal taleplerini desteklerken Jirondenler, daha fazla istikrar ve muhafazakâr bir yaklaşım benimser. Charlotte Corday suikastı, tam da bu çekişmeli atmosfer içinden çıkar.

Jean-Paul Marat’nın Ölümü ve Suikastçı Charlotte Corday

Marat'nın ölümü ve Charlotte Corday — C.C. in Prison, Charles Louis Muller

Bu siyasi ve toplumsal ortamın içinde, Charlotte Corday adında genç bir kadın ortaya çıkar. Corday eğitimli ve aristokrat köklere sahip bir kadındır. Ayrıca, Jironden tarafı da kendisini desteklemektedir. Üstelik Fransa’da devrimin radikal yönlerinden rahatsızdır. Öyle ki, binlerce kişinin giyotine gittiği eylül katliamlarından Marat’yı suçlu tutar. Bu sebeple, ona karşı bir suikast düzenlemeye karar verir. İlk olarak Paris’e gider ve bir otele yerleşir. Jean-Paul Marat’yı öldürmek üzere evine gider. İlk ziyaretinde içeriye kabul alamasa da, ikincisinde Marat onu içeri kabul eder. Zira o dönemlerde Marat ciddi bir cilt rahatsızlığı geçirmektedir. Bu sebeple dışarı pek az çıkmakta ve çoğunlukla kükürtlü su içinde yatmaktadır. Bu sebeple Marat, ilaç banyosu aldığı sırada Corday ile banyoda görüşür. Corday ise, Marat küvetteyken onu göğsünden bıçaklar. Haykırışına eşi ve evdekiler yetişse bile Marat, hayatını kaybeder. Charlotte Corday ise yakalanır ve giyotinle idam edilir.