Kültür Sanat Misafir Odası Yaşam

Alsas Şarapları: Fransa’nın Gizli Hazinesi

Fransa’da tedirgin bir seyahatin bana araladığı kapının arkasını sizlere tanıtacağım. Bilinmeyen yönleriyle Alsas Şarapları yazımı beğenmeniz dileğiyle.

Strazburg’a ilk gidişim aslında bir kör atıştı. Gezip görmüşlüğüm, hakkında konuşmuşluğum dahi yoktu gitmeden önce. Ancak muhakemesine çok güvendiğim bir arkadaşım “kesinlikle bayılacaksın Şahin, başka ihtimal yok” demişti sadece. Gerçekten de benim için yeterli bir referans oldu ve nihayet yerleştik. Alsas şarapları hakkında yaz deseniz önceden yazamayabilirdim ancak şimdi durum çok farklı. Devam edelim.

Tarihiydi, yemeği, içeceği derken keşfettim kimeğer Alsas; Loire, Province, Burgonya, Bordeaux gibi kendine has ve leziz şaraplara sahip bir bölgeymiş. Parisliler kırmızı aşklarından Alsas şaraplarına burun kıvırsa da tecrübe ettim ki Fransa, sadece Cabernet, Sauvignon ve Merlot’dan ibaret değilmiş. Tabii belirtmeden geçmeyeyim, bu bölgelerin tamamına hâkim olmak için sakalı ağartmış olmak şart. Ben size ucundan kıyısından Alsas’ın bencesini anlatayım.

Alsas: Şarabın Gizli Cenneti

Türkiye’de kömür madenleri ile tanınan meşhur Alsas, Fransa’nın kuzeydoğusunda, Almanya sınırında yer alıyor. Bölgenin kendine has coğrafyası – doğuda Ren Nehri, batıda Vosges (Voj) Dağları – eşsiz bir mikroklima yaratıyor. Bu da Alsas şaraplarının karakteristik tatlarının sırrı aslında.

Bu Vojlar, Fransa’nın her kesimi için “cool” bir gezme hedefidir. Aileler kışın kayağa gider, yazın kır evi kiralar. Baharda gençler orman içinde kamp kurup partilemeyi severler, başlar döndüğünde ise yıldızlar altında sızar kalırlar. Fakat her an “Ausländer raus” videosu da düşebilir. Çünkü zaman zaman yabancıların hedef haline geldiği, öyle de bir yer.

E oranın köylüsü de var. Kimi sadece Alsasça konuşur. Malum, ailelerin zaman zaman kötü hatıralarından dolayı Fransızcaya mesafelidir. Kablo döşemeye gidersin, sinirli sinirli konuşulan bir Alsasça duvarına çarparsın. Az Fransızca bilmekte uzlaşırsınız bir göçmen olarak, öfke bir nebze diner.

Şimdi gelelim Alsas şaraplarına! Alsas yer isimleri (Reichshoffen, Bischwiller, Pfaffenhoffen vs.) ve aile isimleri (Schneider, Schmidt, Klein..) gibi, bazı şarap isimleri de Cermanik aileden gelmektedir. Şarabın rengine değinmek gerekirse, bölgede kırmızı renkte şarap pek olmaz. Aslında sadece Pinot Noir var. Geri kalanı beyaz şaraplardır. Uzun zamandır kendisini “kırmızı iyidir” diye şartlayan, rafine zevklere sahip birisi olarak benim yerim burası değilmiş. Ama olsun. Her şey değişir zamanla.

Elbette kırmızı şarap da üretilirmiş zamanında. Alsas’ın Alman idaresinde olduğu dönemlerde şansölyenin 9 Temmuz 1875 tarihli emriyle Chrétien Oberlin, Alsace-Lorraine bağları için İmparatorluk Denetleme Komiseri ve Uzmanı (Reichskommissar und Sachverstandiger in Reblausangelegenheiten für Elsass-Lothringen) olarak atanmış. 19. yüzyılda Avrupa’yı kırıp geçiren korkunç asma bitinden sonra çoğunlukla beyaz üzüm bağları dikilmiş.Devlet politikası olarak da zamanla bu benimsenmiş.

Genel özelliklere ve tarihine değindikten sonra, şimdi de sizlere Alsas üzümlerini ve bölgede üretilen şarapları tanıtacağım. En altta tüm özellikleri tablo halinde de bulabilirsiniz.

Alsas bölgesi ve Strazburg’a ilişkin farklı bir perspektiften okuma yapmak isterseniz bu yazıya da göz atabilirsiniz. Ben şarapları mercek altına alarak yazımı noktalayacağım.

Alsas’ın Meşhur Üzüm Bağları ve Alsas’ta Üretilen Şaraplar

Gewurztraminer

Bu üzüm benim favorim! Kendini hemen belli eden tatlı bir cins. Gerçekten de kendini anında belli eden bir tatlı cins. Alsas şarapları hususunda gurmelik iddiam epey sınırlıdır ama tadından ismini söyleyip (hmmmm bu Gewürtztraminer değil mi azizim) Brüksel’de parlamenter asistanına hava atmışlığım var. Hatta o an Alsas fahri pasaportunu teslim aldık sanırım.

Özellikleri:

  • İsim: “Baharatlı Traminer”, Italya’nın Traminer kasabasından gelir
  • Renk: Mat sarı
  • Tat: Baharatlı, egzotik ve oldukça tatlı
  • Eşleşme: Baharatlı Uzakdoğu yemekleri ve beyaz et, aromatik yemekler
  • Alsas bağlarının yaklaşık %20’si bu üzümden oluşur

Riesling

Alsas’ın en prestijli üzümlerindendir. Colmar dolaylarının sek beyaz şarapları arasında yerini almıştır. Kelimenin kökeni Almancadır. Ayrıca Alsas şarapları anlatılırken yer yer “Riesling” der geçeriz. Sonuç olarak genel geçer tüm beyaz şarapları kapsar bir özelliğe sahip meşhur şarap.

Alsas şarabı Riesling
  • Renk: Açık sarı
  • Tat: Kayısı, armut, şeftali notaları ve çiçeksi aromalar
  • Eşleşme: Şarküteri, balık, deniz ürünleri
  • Alsas bağları yaklaşık %20 itibariyle bu üzümden oluşur

Pinot Noir

Alsas’ın tek kırmızı üzümü olma özelliğine sahiptir.

  • Tat: Hafif baharat, frambuaz ve frenk üzümü
  • Kullanım: Alsas şampanyası (Crémant) üretiminde de kullanılıyor
  • Eşleşme: Aperatifler, balık, ızgara yemekler
  • Alsas üzüm bağlarının yaklaşık %10’unu oluşturmaktadır.

Sylvaner

Son zamanlarda gözde şaraplarımdan birisi haline geldi. Gerçekten de önceleri dikkatimi pek çekmezdi, sık gidip gelen bir dostum sevdirdi. İçimi inanılmaz derecede yumuşak. Asitli, aynı zamanda meyvemsi bir tadı var. Şahsi düşüncem, İtalyan beyaz şarabı sevenleri fazlasıyla tatmin edecektir. Latincede “orman” anlamına gelen “Silva” kelimesine dayanıyormuş kökeni. Zamanının vahşi bağı olsa gerek.

  • Tat: İnanılmaz hafif, asitli ve meyvemsi
  • Benzerlik: İtalyan beyaz şaraplarını seviyorsanız, bunu da seveceksiniz
  • Eşleşme: Deniz ürünleri, hafif baharatlı beyaz et

Alsas’ta Yenilikçi Bir Şarapçılık

Bölgede Bruno adında bir üretici var ki, fikirleri gibi bağcılığı da oldukça anarşist. Alsas’taki şarap üretiminde sadece vahşi bağ üzümleri kullanıyor. Gerçekten de üzüm bağlarına hiç müdahale etmiyor. Sloganı ise düşündürücü: “Bağlar olgun meyve vermeyi bizden daha iyi bilir.” İlginç değil mi?

Alsas şarapları, her damak zevkine hitap edebilecek çeşitlilikte. Eğer henüz tatmadıysanız, kesinlikle denemenizi öneririm. Fransa’nın bu gizli hazinesini keşfetmek, şarap tutkunları için unutulmaz bir deneyim olacak.

Daha anlatacak çok şey var ama şimdilik bu kadar. Pinot Gris, Blanc, Edelwicker ve asıl önemlisi Crémant’ı başka bir yazıya saklıyorum. Ne dersiniz, yukarıda adından kısaca bahsettiğim Bruno ile bir röportaj yapmamı ister misiniz? Yorumda bana belirtebilirsiniz.

O zaman, şerefe!

Yazar Hakkında

Şahin Başol

Denizli doğumlu. Frankofoni bağı, Galatasaray Üniversitesi'nde mühendislik, Strazburg'da Enerji Politikaları yüksek lisansı ve Fars Dili-Edebiyatı lisans eğitimlerinden geliyor.

Şu an bir zincir restoran şirketinin Fransa bölgesi ekibinde. Nancy-Lille-Paris arasında mekik dokuyor.

Sizlere göçmen yaşamı ve entegrasyonu, kültür ve iş hayatı üzerine yazacak.

Yorum yap

Paylaş
Bağlantıyı kopyala