Gündem Hukuk

Çevre Bilinci Davasında İnsan Yargılandı

Fransız Anayasası’nın kabul yıldönümünde gerçekleşen “hukuk gecesi” etkinliğini François Molinié’nin daveti üzerine Sorbonne’da takip ettik.

Anayasanın kabul tarihinin yıl dönümünü kutlamak adına düzenlenen çeşitli etkinliklerden birinde biz de yer aldık. 4 Ekim günü Panthéon’da bir amfide, çevre bilinci temalı bir davaya şahitlik ettik.

Panthéon-Sorbonne

Konuk İsimler

Bu gece barolar birliği ve özellikle birliğe başkanlık eden François Molinié önderliğinde gerçekleşti. Öğrencilere ev sahipliğini yapmanın yanında Paris Panthéon Assas Üniversitesi’den Pierre Yves-Gautier ve Cécile Pérès, Avukat Bertrand Perrier, en son olarak Danıştay daire başkanı hakim Fabien Raynaud gibi değerli isimlerin katılımıyla zenginleşti.

Taraflar

Davada rol oynayan 6 şahit kendi aralarında su, toprak, hava, hayvan, ateş ve bitki olarak ayrıldı. Her birini tanıtma görevi ise seçilmiş hukukçulardaydı. Davacı taraf olarak çevre bilinci ve çevreyi temsilen Pierre Yves-Gautier vardı. Davalı konumunda ise insanı/insanlığı temsilen Avukat Bertrand Perrier.

Dava Başlıyor

Oturum, barolar birliği başkanı François Molinié davayı açmasıyla başladı. Öncelikle şahitler teker teker ayağa kalkarak temsil ettikleri rolün çevre ve insanlık adına neden önemli olduğunu anlattı. Toprak, yazdan beri bitmek bilmeyen orman yangınlarına vurgu yaptı. Akabinde su, denizlere atılan tonlarca plastikten bahsetti. Ateş, sera gazı emisyonuna ilişkin düzenlemeler içeren 26 Nisan 2022 tarihli kararnameyi ele aldı. Bunu yaparken hava, Temmuz 2020’de “yüzyılın davası” sonucunda verilen 10 milyon euroluk tazminattan bahsetti. Sonrasında hepimize sordu : “Dünyamızı sizler tarafından değerli görülen bu kağıt parçaları mı kurtaracak?

Hayvanlar ve bitkilere gelecek olursak, onlar insanla olan ilişkilerini başka bir boyutta anlattı. Hayvanlar Napoleon döneminden beri hukuk önünde yasal haklara tabii tutulmuyor sadece “taşınır mal” olarak görülüyor. Bunun bir nebze de olsa değişmeye başladığını ise Medeni Kanun’un Art. 515-14 maddesinden yola çıkarak yorumluyoruz.

Nedir Bu 515-14?

Madde hayvanların yasal korunurluğunu gözler önüne seriyor. Zira bu madde uyarınca hayvanlar “hislere sahip canlı varlıklar” olarak tanımlanıyor. Ardından 30 Kasım 2021’de yürürlüğe giren yasa, hayvanların sirk ve su gösterilerinde sergilenmesini yasaklayarak varlıklarını tekrardan koruma kalkanına alıyor.

Nihayet bitkiler ise insanlar tarafından yok edilmekten dem vuruyor. Üstelik birkaç metrekareden değil, futbol sahası büyüklüğündeki alanların yok edilmesinden bahsediyoruz. Kısacası hepsi, çevrenin koparılamaz bir parçası olarak, bitmek bilmeyen sorunlar çığ gibi büyümeden önüne geçmemiz gerektiğini savunuyor.

Davacı Taraf Ne Dedi?

Sonrasında ise söz, çevreyi savunmak ve çevre bilinci üzerine konuşmak adına Pierre Yves-Gautier’e geçti. Kendisi konuşmasına, 2004 Çevre Şartı metninin anayasal değeri haiz olduğunu ve 2005 yılından bu yana Anayasallık bloğunda yer aldığını ifade ederek başladı. Ardından biz öğrencilere ders müfredatında da gördüğümüz bir davayı hatırlatarak devam etti. 12 Aralık 1999 ile Erika davası, özel hukuk tarihinde “ekolojik zarar” dediğimiz terimin doğuşu demek. Yargıtay seneler sonra yayınladığı 25 Eylül 2012 davası kararında, çevresel zararın var olduğunu tekrarlamıştır.

Gautier, 6 şahidin savunmalarına referans yaptı. Ve son dönemde çevreyi kapsayan davalarda verilen kararın yeterince etkili olmadığını, ekolojik zararın sağlam temele oturması gerektiğini söyledi. İnsanların bu konuda yasal olarak daha sorumlu hale getirilmesini istedi. Aksi taktirde yakın olarak görmediğimiz ciddi sonun yarında olduğunu belirtti.

Sıra Davalının

Avukat Bertrand Perrier, insanları savunurken konuşma hakimiyetiyle hepimizi etki altına aldı. Sözleriyle Pierre Yves-Gautier’e silah doğrultan Perrier, insanların çevreyi tahrip etmesi iddialarına karşın bunda her birimizin suçu olduğunu ileri sürdü. Bu açıdan, yargılamaları tekil olarak kabul etmedi. Savunmasını ise örneklendirmeyi tercih etti : “Palto alırken hangimiz gerçek kürk olup olmadığına dikkat etti? Hayatımızda 1 kere olsun sirke gitmedik mi? Peki, kullandığımız arabanın hava kirliliğine sebebiyet vermesinde hiçbirimizin suçu yok mu?

Perrier’ye göre aslında hepimiz davalı taraftaydık.

https://www.ogunhaber.com/amp/yasam/cevreyi-korumak-icin-yapacaginiz-10-basit-yontem-2003567h.html

Karar Sonucu

Günün sonunda, bu etkinlik katılan öğrencilerde hiç şüphesiz büyük bir farkındalık yaratmayı başardı. Bununla birlikte güncel akışı da takipte kalmamızı sağladı. Davanın sonunda tarafların savunması göz önünde bulundurularak, ön görülen cezanın belirli sorumlulukların yerine getirilmesi şartıyla ertelenmesine karar verildi. Bir sonraki yazımızda durumdaki değişim ve ilerlemeyi hep birlikte okuyarak gözlemliyor olacağız. Fakat öncesinde biz size bir soru yöneltelim:

Çevrenin korunması kapsamındaki hukuki düzenlemeleri ve yasal yaptırımları siz ne denli yeterli buluyorsunuz?

Yorumlarınızı bekliyoruz!

Bu arada hatırlatmakta yarar var ki Fransız Danıştayı geçtiğimiz 20 Eylül tarihinde çevre hukukuna ilişkin devrim niteliğinde bir karara imza attı. Danıştay, verdiği kararda “sağlıklı çevrede yaşamak temel bir haktır” dedi. İlgili karara ilişkin kaleme aldığımız yazıya göz atmayı unutmayın.

Yazar Hakkında

Zülal Ayyüce

1 Yorum

Yorum yap

Paylaş
Bağlantıyı kopyala