Carmen Operası 7’den 70’e herkesin bildiği bir melodidir. “Aşk bohem bir çocuktur, asla ve asla kanun tanımaz.”
Bizet’ye borçlu olduğumuz komik opera Carmen’in bu ünlü aryasını mutlaka bilirsiniz! Ancak bu opera, zamanında bir skandala yol açmış ve adeta unutulmaya yüz tutmuştur.
Alexandre-César-Léopold Bizet, daha çok bilinen adıyla Georges Bizet, 25 Ekim 1838’de Paris’te doğan ve 3 Haziran 1875’te Bougival (Seine-et-Oise)’de ölen Fransız bestecidir. Romantik dönemin en önemli bestecilerinden Bizet dünyanın en bilinen ve en çok sahnelenen operalarından biri olan Carmen’i bestelemiştir. Bizet’yi 36 yaşında hayatını kaybettiği için kısa bir süre içinde yarattığı operaları ve orkestra süitleriyle tanıyoruz.
Carmen’in kökeninde Prosper Mérimée’nin kısa öyküsü
İspanya’nın Sevilla kentinde, asi ve baştan çıkarıcı genç bir bohem olan Carmen, çalıştığı tütün fabrikasında bir kavga başlatmış ve ardından tutuklanmıştır. Onu hapse götürmekle görevli Tuğgeneral Don José, Carmen’in büyüsüne kapılır ve kaçmasına izin verir. Ancak Carmen kısa sürede aralarındaki bu büyüden sıkılır ve ünlü bir boğa güreşçisine gönlünü kaptırır. Umutsuzluktan çılgına ve kıskançlıktan deliye dönen Don José onu hançerle vurarak öldürür.
Hikaye içinde hikaye olan Mérimée’nin romanı, kompozisyonunun modernliği ve konusunun şiddetiyle tezat oluşturan tonunun soğukluğuyla dikkat çekicidir. Manon Lescaut ve Uğultulu Tepeler ile birlikte edebiyat tarihinin en acımasız aşk hikayelerinden biridir. Aynı zamanda romantizmden gerçekçiliğe doğru evrimi de temsil eder.
Bizet Operası’nın doğuşu
Oryantalizmin büyüsüne kapılan Georges Bizet (1838-1875), Mérimée’nin bir operaya aktarmak istediği kısa öyküsüne hayran kalır. Daha sonra Henri Meilhac ve Ludovic Halévy’yi bestecinin sözleşmeli olduğu Opéra-Comique için tasarlanan bu operanın librettosunu yazmaya davet eder.
Acı içinde doğan bir eser
Bu uyarlamanın yaratılması kolay olmamıştır. Carmen rolünün yorumcusunun talepleri, partisyonla mücadele eden müzisyenler ve performansları “arzulanan bir şey” bırakan şarkıcılar arasında, provalar en hafif tabirle karmaşıktır. Dahası, “küçük, kolay, neşeli bir şey” isteyen Opéra-Comique’in müdürü, arzularından çok uzak olduğunu düşündüğü bu oyun karşısında çileden çıkmıştı.
Nihayet ilk temsil 3 Mart 1875’te Dumas fils ve Offenbach gibi birkaç şahsiyetin yanı sıra çok sayıda eleştirmen ve gazetecinin huzurunda gerçekleşmiştir.
Skandala neden olan bir gösteri
Karşılamalar soğuktu! Müzikten de öte, gösterinin teması her şeyden önce skandal yaratıyordu. 19. yüzyılın sonunda, özgür bir kadının davranışları pek hoş karşılanmadı ve eleştiriler ölümcül bir noktadaydı. Sert eleştirilerin hedefi olan Bizet, bundan çok etkilenmiştir. Bizet, Opéra-Comique müdürünün ofisine sığınmış ve takip eden günlerde de birçok kişi ona sırtını dönmüştür.
Bu eleştirilere rağmen Carmen, ilk temsillerden kısa bir süre sonra Haziran 1875’te yeniden oynanacaktı. Fakat Bizet 36 yaşında öldüğü için bu ünü hiçbir zaman bilemeyecekti. Bizet, Paris Operası’nın ünlü mimarı Charles Garnier’nin tasarladığı, Père Lachaise’de yer alan bir mezara gömülmüştür.
Bizet’nin ölümünden sonra besteci Ernest Guiraud da eserin başarısına şüphesiz katkıda bulunacak değişiklikler önermiştir. Müziğin eşlik ettiği sözlü diyalogların yerini besteci tarafından müziğe dökülen resitatifler almıştır. Bu revizyon Carmen’in özellikle yurtdışında yaygınlaşmasını sağlayacaktır. Bundan böyle operada diyalog ve müziğin dönüşümlü olarak kullanılmasına alışılagelmiş bir hal alır. Her şeye rağmen bu uyarlamaya müzikologlar tarafından sıklıkla itiraz edilmiştir. Bu nedenle de günümüzde Carmen’in her iki versiyonu da halen icra edilmektedir.
İlk performansların başarısızlığı büyük ölçüde dönemin adetlerinden kaynaklanır ancak Carmen zaman içinde nihayet başarılı olur. Çaykovski 1875 gibi erken bir tarihte “Carmen’in dünyanın en ünlü operası olacağını” öngörmüştür. Bugün Carmen, günde ortalama iki performansla dünyanın en çok sahnelenen komik operalarından biridir! Ve Maria Callas gibi büyük şarkıcılar Carmen rolünü oynamıştır!
Komik Opera Nedir?
Adının çağrıştırdığının aksine, bir komik opera ille de komik ya da neşeli olmak zorunda değildir! İsminin kökeni oldukça farklıdır.
Louis XIV. döneminde, gösterilerin düzenlenmesi oldukça kurallara bağlanmıştı ve komedyenler panayır tiyatrolarının başarısından memnun değildi. Kral tarafından bu panayır kumpanyaları için sahnede konuşma yasağı getirildi.
Panayır kumpanyaları gösterilerini sürdürebilmek için opera ile komedi arasında, daha çok müzikal gibi sözlü bölümlerle karışık söylenen bölümler içeren yeni bir gösteri türü icat etti. ‘Opéra-comique’ terimi 1714 yılında Louis XIV’ün bir panayır kumpanyasının Paris’teki Opéra-Comique tiyatrosunda gösteri yapmasına izin vermesiyle ortaya çıkmıştır.
Louis XIV. dönemine ilgi duyuyorsanız, dönemin topuk modasına ilişkin yazımıza göz atmayı unutmayın!
Şimdi sizleri Elina Garanca’nın Carmen’den “L’amour est un oiseau rebelle” performansıyla baş başa bırakıyoruz. Keyifli dinletiler!