#GasteKüpürü Gündem

Nahel’in Ölümü Fransa Sokaklarını Karıştırdı!

Dur emrine uymadığı gerekçesiyle polis kurşunuyla talihsizce öldürüldü: 17 yaşındaki Nahel’in ölümü Fransa sokaklarını karıştırdı!

27 Haziran sabahı Fransa, son yılların en şiddetli protesto eylemlerine sebep olacak bir olay ile güne başladı. Paris’in yakın banliyölerinden olan Nanterre şehrinde polisin dur emrine uymayan 17 yaşındaki bir genç, polis tarafından açılan ateş sonucu hayatını kaybetti. 17 yaşındaki Nahel’in ölümü sonrası Fransa büyük bir ayaklanma ile karşı karşıya kalmıştır.

Haberin sosyal medyada yayılmasının hemen ardından Nanterre sokaklarına inen bir grup çöpleri ateşe verdi. Fransa İçişleri Bakanı Darmanin’ın olaya ilişkin soruşturma başlatıldığını duyurması ve Nahel’in ölümüne sebep olan polis memurunun gözaltına alınmış olması dahi halkın öfkesini dindirmemiştir. İlerleyen günlerde “kasten öldürme” suçlaması ile hakim karşısına çıkan polis memurunun yargılamasına bugün tutuklu olarak devam edilmektedir.

Nahel’in Ölümü Sonrası Fransa Hükümeti Nasıl Hareket Etti?

İçişleri Bakanı Darmanin’ın bilgilendirme amaçlı konuşmasının ardından hükümet kanadından ilk açıklama Başbakan Elisabeth Borne’dan geldi. Borne, “Polisin müdahale şekli açıkça mevzuata aykırı görünüyor. Nahel için adalet istiyoruz ve alacağız. Gerçeği derhal ve mutlaka ortaya çıkarmalıyız” sözlerine yer verdi.”

Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ise 17 yaşındaki Nahel’in ailesine baş sağlığı dileyerek olayın takipçisi olacaklarını duyurdu: “Hiçbir sebep, 17 yaşındaki bir gencin öldürülmesini meşru kılmaz.”

Olaya ilişkin sosyal medyada yayılan görüntüler ise ülkede büyük bir infiale yol açtı. Kendisine silah doğrultan polisin dur emrine uyan Nahel’in aracının yeniden ve yavaşça harekete geçmesi üzerine polisin doğrudan şahsı hedef alarak ateş ettiği gözlemlendi. Araçta bulunan diğer tanıkların ifadeleri de polise dönük bir risk durumunun olmadığını kanıtlıyordu. Sonuç olarak, genç Nahel’in ölümü Fransa için bir şeylerin yeniden sorgulanmasını gerektiren bir dönemi başlatmış oldu.

Fransa’da Ayaklanmalar Başlıyor!

Olaya tepki olarak başlayan ayaklanmalar ilk olarak Paris banliyölerinde gözlemlendi. 17 yaşındaki Nahel’in polis kurşunuyla öldürülmesine tepki gösteren halk sokaklara indi. Polis arabaları yakıldı, belediye binaları hedef alındı. İlk gece boyunca toplam 150 kişi hakkında yasal işlem başlatıldı.

Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, ülke geneline yayılan şiddet hareketleri dolayısıyla birden fazla bakanlığın dahil olduğu bir kriz masası kurdu.

Ayaklanmalar esnasında toplu taşıma araçlarının yakılması üzerine Paris’in de içerisinde bulunduğu İle-de-France bölgesinde akşam 21.00’dan sonra gerçekleşen otobüs ve tramvay seferleri tamamen iptal edildi. Bu yasak daha sonra tüm Fransa geneline yayıldı.

Ayrıca Fransız hükümeti tüm ülke genelindeki büyük çaplı etkinliklerin de iptal edilmesine karar verdi.

Şiddetli Ayaklanmalar Sebebiyle Sokağa Çıkma Yasağı İlan Edildi!

Ayaklanmaların şiddetini artırdığı Paris yakınlarında yer alan Clamart şehrinde, 3 Temmuz’a kadar akşam 9 ile sabah 6 arasında sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Ayrıca Marsilya, Paris, Lyon ve Lille gibi şehirlerde görevlendirilen zırhlı araçlı özel harekat ekipleri, helikopter desteği ile şehirlerde kontrolü sağlamaya çalıştı.

Polis silahından çıkan kurşunla öldürülen 17 yaşındaki Nahel’in annesi ise olaya ilişkin kısa bir açıklama yaptı: “Emniyet kurumuna değil, oğlumu öldüren polis memuruna kızgınım.

Ayaklanmaların ikinci gecesi ilkinden daha şiddetli yaşandı. İkinci gece yaşananları “eşi benzeri az görülen bir şiddet” olarak nitelendiren Fransa İçişleri Bakanı Darmanin, talimatları doğrultusunda toplam 875 kişinin sorguya çekildiğini duyurdu. Fransa geneline yayılan bu ayaklanmalar esnasında, 249 polis ve jandarma personelinin yaralandığı açıklandı.

Özellikle Marsilya şehrinde silah depolarının yağmalanması üzerine sosyal medyada halkın silahlandığı bilgisi yayılmaya başladı. Şehirde ciddi şiddet eylemleri gözlemlenirken, protestocular ile polis arasında çatışmalara yaşandı. Özel harekat timlerinin sahaya inmesi ile şehrin güvenliği yeniden sağlanmış oldu.

Ayaklanmaların şiddeti arttıkça, polislerin de müdahalesi aynı ölçüde sertleşti. Bunun medyaya yansıması üzerine ise Birleşmiş Milletler’den Fransa’da yaşananlara ilişkin açıklama geldi: “Polis teşkilatı içerisindeki ırkçılık sorunları ciddi bir şekilde ele alınmalıdır.

Fransa Genelinde Geniş Güvenlik Önlemleri Alındı!

Fransa, ayaklanmaların 3. ve 4. gecesinde yoğun güvenlik önlemlerine geçildi. İçişleri Bakanı Gérald Darmanin, halkın can ve mal güvenliğini sağlamak için 45.000 polis ve jandarma personelinin sahada görev yapacağını açıkladı.

Ülkedeki ayaklanmalar hakkında basın açıklaması düzenleyen İçişleri Bakanı Darmanin, kendisine yöneltilen OHAL sorusuna ise “hiçbir ihtimali göz ardı etmiyoruz” yanıtı verdi.

Fransa Başbakanlık ofisi, “acil” kodlu bir mesajla bütün devlet bakanlarını başkent Paris’e davet etti. Ülke genelinde olağanüstü hal ilan edilmesi gündeme gelmiş olsa da bu yönetim şekline henüz geçilmedi. Ifop’un yaptığı bir ankete göre, Fransızların %69’unun ülkede olağanüstü hal ilan edilmesine onay verdiği ortaya çıkmıştı.

Olayların 4. gecesinde toplam 994 kişi hakkında yasal işlem yapıldı. Fransa Ekonomi Bakanı Bruno Le Maire, ülkedeki protestoların bilançosunu açıkladı. Açıklamaya göre 200 mağaza, 250 büfe (tabac) ve 250 banka şubesi tamamen yağmalanarak yok edildi. Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ise ülkedeki şiddet hareketleri sebebiyle, Almanya ziyaretini iptal ederek belediye başkanlarını toplantıya çağırdı.

Fransa’da Ayaklanmalara Katılanların Yaş Ortalaması Oldukça Düşük!

Ayaklanmalara katılanların yaş ortalamasının 17 olduğunun ortaya çıkması üzerine hükümet aileler hakkında propaganda çalışmasına başladı. Adalet Bakanı Dupont-Moretti, ülke genelindeki olaylar sebebiyle hakkında yasal işlem başlatılan kişilerin 3’te 1’inin 18 yaşından küçük olduğunu açıkladı. Moretti ayrıca, “Snapchat üzerinden ayaklanmalar için organize olan gençler bilsinler ki ekranların arkasına saklanıyor olmanız, hakkınızda soruşturma açılmasına engel değil. IP’nizi de buluruz, kimliğinizi de.” sözlerine yer verdi. Akabinde Saint-Étienne şehrinde, 18 yaşından küçüklerin saat 7’den sonra ebeveynleri olmadan dışarıya çıkması yasaklandı.

Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ise aileleri sorumluluk bilinci ile hareket etmeye davet etti.

Ayaklanmalara Katılanlar Hakkında Ağır Yaptırımlar Uygulanacak!

Fransa’da ayaklanmalara katılıp kamu malına zarar verenlerin, ivedi yargılama usulü ile yargılanacakları açıklandı. Buna göre, suçüstü yakalanan kimseler 24 saat gözaltında kaldıktan sonra derhal hakim karşısına çıkarılacak ve 3 ila 7 yıl arası hapis cezasına çarptırılacaklar.

İçişleri Bakanı Darmanin ise, okul ve kütüphaneleri ateşe verenler arasında 12-13 yaşlarında çocukların da bulunduğunu ifade ederek, “çocuğu gecenin 3’ünde sokakta suç işleyen anne babaların cezalandırılması” aşamasına geçileceğini duyurdu.

Fransa Adalet Bakanı Dupont-Moretti, konuyu detaylandırdı: “Çocuğunun nereye gittiğini bile isteye ona izin veren ebeveynler, 2 yıl hapis ve 30.000€’ya kadar para cezasına çarptırılacaklar.

Fransa’da Olaylar Duruluyor!

Şiddetli protestolar ile geçen 5 gecenin ardından Fransa’da ortamın sakinleştiği görüldü. Özellikle; yaptırımların derhal ve şiddetle uygulanması, polisin ayaklanmalara karşı sert müdahalesi ve ebeveynlerin çocukları üzerinde otorite kurması gibi etmenler sayesinde sokaktaki kişi sayısının ve şiddet eylemlerinin azaldığı gözlemlendi.

Konuya ilişkin konuşan Paris Emniyet Müdürü Laurent Nuñez, ülkede bastırılan protesto ve ayaklanmalar hakkında: “Kimse galibiyet çığlığı atmasın, işimize odaklanmaya devam edeceğiz.” sözlerine yer verdi.

Hiç şüphesiz 17 yaşındaki Nahel’in ölümü Fransa halkını infiale sürüklese de, hükümet kanadının özellikle ülkede yok sayılan ve kaderine terk edilen kesimden gelen mesajı aldığı açıkça görülüyor. Polis şiddeti sıklıkla eleştirilen bir ülke olan Fransa’da belki de genç Nahel’in ölümü bardağı taşıran son damla oldu. Nahel’in göçmen kesimden bir aileye mensup olması ise suyun taşma şiddetini artırdı. Fransa’daki bu öfkeyi anlamak ve sosyolojik çıkarımlarda bulunmak için “La Haine” filmini izlemenizi tavsiye ederiz.

Ayrıca yoğun gündemde gözünüzden kaçma ihtimaline binaen ifade edelim:

Bu hafta ekibimizden Selin Bal, “Fransa’da Hayvan Sahiplenmek” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Kimsesiz hayvanlara yuva olmak isterseniz tüm detaylar burada yer alıyor.

Sevgi ve sağlıkla kalın!

Yazar Hakkında

Fransız Gastesi

Yorum yap

Paylaş
Bağlantıyı kopyala