Kültür Sanat Tarih

Paris’in Kalbi: Concorde Meydanı

Yanı başında süzülen Sen Nehri, doğu yakasında her mevsim vazgeçilmez güzellikte Tuileries Bahçesi ve ardında Louvre Müzesi; batı yakasında ise tüm ihtişamıyla kapılarını açan Champs-Elysées… Concorde Meydanı Paris’in kalbi adını fazlasıyla hak ediyor.

Toplum ve mekan arasında devingen ve üretici bir ilişki vardır. Bu karşılıklı ilişki yıllar boyu süregelen toplumsal dönüşümleri anlamak için büyük bir önem taşır. Kentsel mekan dediğimizde ise en dikkat çeken unsur kent meydanlarıdır. Yeni bir kente adım attığımızda ilk uğrak noktamız kentin ikonik meydanları olacaktır. Kuşkusuz, orada kentin yaşanmışlıklarını, kültürünü ve kimliğini buluruz. Meydanlar bu özelliğiyle toplumun hafızasıdır. Ayrıca bu kentsel hafıza her tür çeşitliliği içinde barındıran çok sesli bir yapı inşa etmektedir. 18. yüzyılda yapımına başlanan Concorde Meydanı bu yapılardan birisidir. Hem bulunduğu konum hem de taşıdığı yüzyıllık miras ile Paris’in kalbi konumundadır. Öyle ki, günümüzde de Paris halkının bir araya gelip en ateşli gösterileri yaptığı, her kesimden insanın sesinin duyulduğu toplumsal bir mekan olmaya devam etmektedir. Fransız filozof Paul Ricoeur’ün dediği gibi:

Hafızanın bir tutkusu, bir iddiası vardır ki, o da geçmişe sadık olmaktır.

Bu yazımızda Parislileri bir araya toplayan Concorde Meydanının, tarihsel perspektifte nasıl bir rol oynadığına ve ne gibi olaylara tanıklık ettiğine odaklanıyoruz.

Concorde Meydanı Yükseliyor

15. Louis’nin at üstündeki heykelini gösteren bir gravür

Her şey 1748 yılında, 15. Louis namına yapılan bir heykelin nereye dikileceği fikriyle başladı. Hatta bunun için yüzlerce proje başvurusu olmuştur. Ancak, içlerinden hiçbiri kralı memnun etmemiştir. Beş yıl kadar uzun bir sürenin ardından Tuileries Bahçesinin batısındaki boş ve geniş arazi üzerinde karar kıldılar. Bu fikrin ardında, kralı memnun edecek pek çok sebep mevcuttu. İlk olarak Paris, batıya doğru gelişmekte olan bir kentti. Dolayısıyla heykel doğu ve batı yönlü, simetrik olarak gelişen bir alanın merkezinde kalacaktı. İkinci olarak ise kraliyet arazisi üzerindeydi. Böylece, yapılaşma için ne kamulaştırmaya ne de ek harcamalara gerek vardı. Tüm bu akılcı sebeplerin sonucunda, 15. Louis’nin Edmé Bouchardon tarafından yapılan heykeli belirlenen alana dikilir ve alan artık 15. Louis Meydanı olarak anılmaya başlar.

15. Louis Meydanını gösteren panoramik bir resim

Ardından, 1753 yılında meydanın düzenlenmesi için bir yarışma ilanı çıkar. Amaç kraliyet mimarlarıyla beraber en iyi sentezi yapmaktır. Sonunda kraliyet mimarı Ange-Jacques Gabriel bu fikirlerle nihai bir proje ortaya koyar. Kuzeyde klasik mimariye uygun ikiz oteller, güneyde Sen Nehrine açılan büyük bir panaroma, doğusunda Tuileries Bahçesi ve batıda Champs-Elysées. Tüm bu tasarım 1758 yılında başlamış ve 1772 yılında tamamlanmıştır.

Devrim Yıllarında Concorde Meydanı

Fransız devrimi sonrası Concorde meydanına yerleştirilen özgürlük anıtı
Fransız devrimi sonrası Concorde meydanına yerleştirilen özgürlük anıtı

1789 Fransız devriminin ardından monarşi ortadan kalkar. Bu sebeple, eski rejimin bir temsili olan 15. Louis’nin heykelinin de kaldırılmasına karar verirler. Meydana uzun yıllar adını veren 15. Louis’nin at üstündeki heykeli indirilip yerine özgürlük heykeli dikilir. Değişiklik bununla kalmamış, meydanın ismi de artık Devrim Meydanı olarak değişmiştir.

Marie Antoinette idamını gösteren tablo
Marie Antoinette idamını gösteren tablo

Ancak Devrim Meydanı, ilerleyen yıllarda daha trajik ve kanlı günlere tanıklık edecektir. Bu sefer özgürlük heykelinin karşısında giyotin yer alacaktır. Meydan, içlerinde kral 16. Louis ve kraliçe Marie Antoinette’in de bulunduğu birçok ismin infaz edildiği yer olacaktır.

Concorde Meydanı Kötü Günleri Ardında Bırakırken

Concorde Meydanı yüzyıllar içinde adını ve temsil ettiği kimliğini sık sık değiştirmiştir. On dokuzuncu yüzyılda ise, 16. Louis’nin anısına kısa süreliğine kralın adını almıştır. Kararın devrimi anmak mı yoksa kraliyet üyelerini onurlandırmak için mi verildiği büyük tartışmalara sebep olmuştur. Bu yüzden, uzun soluklu bir karar olamamıştır. 1830 yılında bugün hala geçerli olan Concorde Meydanı adını taşımaya başlamıştır. Bu isim tesadüfen verilen bir isim değildir. Latince kökenli “con” ve “cor” kelimelerinin birleşiminden türeyen Concordia” kelimesinden gelir. Fransızcaya Concorde” olarak geçen bu kelime, barış üreten isteklerin ve kalplerin birliği anlamına gelmektedir. Bu tarihten sonra meydan, dehşet yıllarını geride bırakıp barış ve uzlaşmanın meydanı olarak var olmak istemiştir.

Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın Hediyesi

25 Ekim 1836 Paris/ dikilitaşın Concorde meydanına yerleştirilmesi
25 Ekim 1836 Paris / Dikilitaşın Concorde Meydanına yerleştirilmesi

Jean-François Champollion Fransız bir Mısır bilimcidir. Mısırda birçok hiyeroglif yazısının deşifre edilmesini sağlamıştır. Aynı dönem içinde Mısır valisi olan Mehmet Ali Paşa, yapılan bu çevirilerden dolayı minnettarlığını göstermek için Fransa’ya bir hediye göndermek ister. Hediye olarak Thebes kentinde bulunan Luksor Tapınağı’ndaki bir dikilitaşı teklif eder. Uzun bir taşıma süresinin ardından dikilitaş, 1836 yılında Concorde Meydanına yerleştirilir. Günümüzde hala meydanda olan dikilitaş, aynı zamanda güneş saati olarak çalışmaktadır.

Günümüzde Concorde Meydanı

Sonuç olarak görülüyor ki, Concorde Meydanı tarihsel süreç içinde politik ve sosyal sebeplerden dolayı kimliğini değiştirmek zorunda kalmıştır. En başında belirttiğimiz gibi mekanlar devingen ve üretici bir süreç içinde var olurlar. Özellikle toplumu bir araya getiren meydanlar, adeta bir bellek görevi görmektedir. Bu sebeple kentin yaşayan birer parçalarıdır. Kuşkusuz Concorde Meydanı, zamanın ve toplum ruhunun kesiştiği büyük etkileşim alanı olmaya ve dönüşmeye devam edecektir.

KAYNAKÇA

https://www.hotel-de-la-marine.paris/L-Hotel-de-la-Marine/La-Place-de-la-Concorde/histoire-place-concorde

https://peccadille.wordpress.com/2014/05/15/25-octobre-1836-le-jour-ou-lobelisque-se-dressa-dans-le-ciel-parisien/

Son olarak, Paris’te tarihe tanıklık eden ve Orta Çağ’ın izlerini taşıyan mekanları derlediğimiz “Paris’te Orta Çağ İzleri” yazımıza göz atmayı unutmayın!

Yazar Hakkında

Elif Türkmen

Yorum yap

Paylaş
Bağlantıyı kopyala