Kültür Sanat

İkinci Cins ve Feminizm

Beauvoir’ın yayımlandığı dönem tepki çeken ve ikinci dalga feminizmin yapı taşlarından biri olan İkinci Cins eserine gelin birlikte bakalım!

Fransız filozof ve aktivist Simone de Beauvoir’ın İkinci Cins eseri ikinci dalga feminizmin yapı taşlarından birini oluşturur. Ancak yazarın feminizme yaptığı katkılar sıklıkla eleştirilmiştir. Eser 1949’da, yani günümüzden 74 yıl önce yayınlanmıştır. Yayımlanması ile Fransa’da ve dünyada tepki çekmiştir.

Beauvoir İkinci Cins’i yazmaya nasıl karar verdi?

Her şeyden önce Beauvoir başlangıçta otobiyografik bir proje yazmak istemektedir. Bununla beraber bir filozof olarak kadın olduğu gerçeğinin ve onun için anlamını üzerine düşünmeye başlar. Ancak içinde bulunduğu profesyonel ortamda ve öğrenci olarak çevresindeki erkeklerle eşit olarak kabul edildiğini hisseder. Kendisini daha “düşük” bir konumda hissetmez. Bu yüzden üzerine düşündüğü konuya, kadın olmanın onun için anlamına bir cevap henüz bulamaz.

Beauvoir’ın partneri Sartre ile arasında geçen bir konuşma Beauvoir’ın bir erkekten farklı şekilde yetiştirildiği gerçeğinin farkına varmasına yardımcı olur. Böylece yazar içinde yaşadığımız dünyanın erkeklere özgü bir dünya olduğunu keşfeder. Birçok çocuk gibi Beauvoir da çocukluğunu masallarla, daha doğrusu “erkekler tarafından uydurulmuş mitlerle”(1) beslenerek geçirmiştir. Böylelikle eserini bir otobiyografiden ziyade kadınların genel durumununu incelemeye adar.

Kitabı 1946-1949 yılları arasında yazar ve eseri üzerine çalıştıkça kadınların toplumda ezilmişliğinin boyutunun farkına varır.

İkinci Cins’in tarihsel bağlamı

Kitabın önemini ve devrimsel karakterini anlamak için bu dönemde Fransa’nın İkinci Dünya Savaşı sonrası yapılanma döneminde olduğunu unutmamamız lazım. Bu dönemde Savaşta verilen kayıplar sonrasında hükümetin aile ve annelik odaklı bir söylemi vardı. İkinci feminist hareket henüz ortaya çıkmamıştı.

Hatırlatalım ki Fransa’da ilk feminist dalga 1789 ve1944 yılları arasında yer almıştır. İlk feminist dalga ile kadınların kamusal alanda talepleri vardır. Oy hakkı çin savaşmışlardır. Fransa’da kadınlar oy kullanma hakkını 1944’te elde etmiştir. 

Fransa’da ikinci dalga feminizm ise 1968 Mayıs’ından sonra 1970’lerin başında ortaya çıkmıştır. Bu anlamda Beauvoir’ın çağının ilerisinde bir feminist öncü olduğunu söyleyebiliriz.

İkinci Cins’in konusu

Beauvoir’ın üzerine düşündüğü ana soru “Kadın nedir?” olmuştur. İlk görünüşte bu soru özcü, temelci bir konumu ortaya çıkarıyor gibi gözükmektedir. Özcü konum veya biyolojik determinizm kadınların doğal olarak gelen birtakım değişmez davranışları olduğunu ileri sürer. Bunun aksine yazar, toplumsal cinsiyet teorileriyle uyumlu bir feminizmi savunur.

Beauvoir İkinci Cins’te kadınların durumu üzerine bir araştırma yürütürken kadınların tarihte “Öteki” olarak tanımlandığını ortaya koyar. Yani erkeğin “ötekisi”, “negatifi” veya genelin, evrenselin aksine “özel” olan olarak tanımlanmıştır. Sırf kadın olduğu için aşağı görülmekte, böylece toplumda erkeğin ötekisi olarak statüsünü korumaktadır.

Ancak yazar “Kadın doğulmaz, kadın olunur” diyerek kadınların toplum tarafından defalarca baskı altına alındığını göstermeye çalışır. Beauvoir toplumun yasalarının ve kurumlarının eşitlikçi ilkeler üzerine dönüştürülmesini savunur.

Eşitlikçi veya diferansiyalist feminizm

Beauvoir diferansiyalist feminizmin ileri gelen temsilcilerinden biridir. Yani onun için bir kişinin cinsiyet farklılığı psikolojik ve sembolik açıdan temel bir faktördür. Ancak önemli olan ise kadın ve erkek arasındaki eşitliği “farklılıkta eşitlik” olarak sürdürmektir. Basitçe farklılığa kayıtsız kalınmamalıdır. Bu tip feminizmin temsilcileri arasında şu isimleri sayabiliriz:

  • Luce Irigaray
  • Antoinette Fouque
  • Annie Leclerc

Sylvie Chaperon, Le Monde gazetesinde yayınlanan “Simone de Beauvoir, elli yıl sonra İkinci Cins’in mirası” (1999) makalesinde Beauvoir’ın mücadele ettiği biyolojik determinizmle aynı çizgiye düşer gibi göründüğü anlara dikkat çeker. Diğer yandan ise Beauvoir’ın kadın-erkek eşitliğinin yasal olarak sağlanması yolundaki büyük katkısının üzerinde durur.

Chaperon’a göre, 1999’da Fransa’da “eşit erişim” (loi sur la parité) ilkesinin Anayasa’da yer almasını öngören bir yasa tasarısınının oylaması (ve daha sonra 6 Haziran 2000’de yasanın yürürlüğe girmesi) feminist mücadelede kaydedilen ilerlemeyi teyit etmektedir. Birinci feminist dalga ile kadınların oy hakkı için mücadeleden ve Beauvoir’ın da savaştığı kürtaj yasası için olan mücadeleden bu yana uzun bir yol katedildiğini göstermektedir.

İkinci Cins entelektüel camiada nasıl karşılandı?

Ingrid Galster, “İkinci Cins Skandalı” makalesinde eserin karşılanmasını ele almıştır ve metnin siyasi spektrumda hem sağda hem solda şok edici bir etkisi olduğunu dile getirir.

İkinci Cins’i eleştirenlerin hedeflerinde ise “tanımlanamayan bir felsefi nesne” olduğunu aktarır. Eser, kadın cinselliğini ele aldığı için bir provokasyon, felsefi olmayan bir kitap olarak algılanmıştır.

Madam Simone de Beauvoir’ın ele aldığı konu […] ciddi bir felsefi ve edebi eleştirinin içeriğine ait midir?

François Mauriac, Le Figaro gazetesi

Halbuki Beauvoir, tabu olan konuları karmaşık olmayan bir dil ile topluma taşımış, kadının biyolojik yapısına indirgenmesindense toplumsal koşullar ile şekillenen bir cinsiyet olduğunu savunmuş, cins ile toplumsal cinsiyet ayrımına değinmiştir.

Bununla birlikte Ingrid Galster ilerleyen dönemlerde feministlerden gelen eleştirilere de değinir.

Eleştiriler

Judith Butler ve Audre Lorde gibi modern akademisyenler, Beauvoir’ın ötekilik fikirlerinin diğer ırklardan ve cinselliklerden kadınları dikkate almadığını, bu nedenle yetersiz kaldığını savunmaktadırlar (2).

Beauvoir’ın ve ilham verdiği eşitlikçi feminizmin modasının geçtiğine ve hatta kadınların (hatta insanlığın) davasına zarar verdiğine hükmedilen, tamamen farklı temellere dayanan karşıt yaklaşımlar da vardı.

Ingrid Galster, Beauvoir’ı yeniden okumak. Altmış yıl sonra “İkinci Cins” (2013)

Butler gibi üçüncü dalga feministler “intersectionality” yani kesişimsellik üzerine yoğunlaşır. Cinsiyet ile birlikte ırk, etnik köken, cinsel yönelim, engellilik, sınıf gibi ayrımcılık biçimlerine dayalı eşitsizlik sistemlerinin yolları kesişebilir.

Bir grubun yaşadığı baskıyı ve ezilmişliği ele alırken cinsiyet ile birlikte diğer ayrımcılık biçimlerini göz önünde bulundurmamak Beauvoir’a yapılan eleştirilerin hedefi olmuştur.

Queer feministler, Beauvoir’ın temsilcilerinden olduğu diferansiyalist feminizmin, kolayca kadın olarak tanımlanabilen bir feminizm öznesi varsaydığını düşünürler. Onlara göre bu pozisyon, kadın kimliğini özselleştirme, kadın grubu içindeki iç farklılıkları silme riskini taşır. İnsanlığın kadın-erkek konumuna referansla tanımlanması fikri bu kategorizasyondan kaçan tüm özneleri görünmez kılar. Bu yüzden bireyleri dışlamadan feminist bir özne önerme üzerine çalışırlar.

Fransa’da kürtaj hakkına dair güncel gelişmeler, feminist mücadeler ve fransız varoluşçular hakkında bilgi almak için yazılarımıza göz atabilirsiniz.

Dipnot

(1) Ingrid Galster, Beauvoir’ı yeniden okumak. Altmış yıl sonra”İkinci Cins” (2013)

(2) Whipple, Madison. “Simone de Beauvoir’s Contributions & Controversies on Feminism” TheCollector.com, April 22, 2023, https://www.thecollector.com/simone-de-beauvoir-and-feminism-contributions-and-controversies/.

Kaynakça

  1. Galster, Ingrid. « Relire Beauvoir. “Le Deuxième Sexe” soixante après. » Sens public, 2013. https://doi.org/10.7202/1053998ar
  2. Whipple, Madison. “Simone de Beauvoir’s Contributions & Controversies on Feminism” TheCollector.com, April 22, 2023 https://www.thecollector.com/simone-de-beauvoir-and-feminism-contributions-and-controversies/
  3. https://www.liberation.fr/livres/2016/04/14/le-deuxieme-sexe-massacre-a-sa-sortie_1446103/?redirected=1
  4. Chaperon Sylvie. SIMONE DE BEAUVOIR, CINQUANTE ANS APRÈS « Le Deuxième Sexe » en héritage https://www.monde-diplomatique.fr/1999/01/CHAPERON/2672

Yazar Hakkında

Aslı Tamay

Saint-Joseph Fransız Lisesi'nden mezun, üniversite hayatına Panthéon-Sorbonne’da başladı. Halen Paris’te felsefe lisansı öğrenciliğine devam etmektedir. Politik felsefe, gazetecilik, edebiyat ve kültür alanlarına ilgi duyuyor.

Yorum yap

Paylaş
Bağlantıyı kopyala